Beyazıt Kütüphanesi hani şubatta açılacaktı?

Geçtiğimiz hafta internette, renovasyon altındaki Beyazıt Devlet Kütüphanesi‘nin ağustosta açılacağına dair “sevindirici” haberler dönmeye başladı. Tüm sitelerde kelimesi kelimesine aynı şekilder yer alan haberin tamamı şöyle:

İstanbul İl Özel İdaresi 1884’te açılan ilk milli kütüphanemiz olan Kütüphane-i Umumi-i Osmani’deki, bugünkü adıyla Beyazıt Devlet Kütüphanesindeki yenileme çalışmalarını sürdürüyor.

Geçtiğimiz yıl 125. yılını kutlayan Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde restorasyon çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. 4 milyon TL’ye mal olacak çalışmaların ağustosta tamamlanması planlanıyor. Atıl durumundan arındırılan, iç mekânlarda tesisat düzenlemelerine başlanan tarihi kütüphanede, elektrik ve mekanik tesisatıyla ilgili uygulamalar devam ediyor. Kütüphane ana mekânı olan okuma salonunda, kubbelerdeki kalemisi çalışmalar aslına uygun olarak yenileniyor. Proje çerçevesinde, 1980’lerde ana yapıdan ayrı, bahçeye inşa edilmiş ve yemekhane olarak kullanılan bina yıkılarak, depolama fonksiyonları ana bina içine kaydırıldı. Böylelikle özgün avlu yapısı, okuma avlusu olarak projeye göre yeniden düzenlenecek.

Daha önce imarethane kısmı restore edilen kütüphanede kitap sergileme üniteleri, okuma salonu ve sergileme holleri özgün yapı değiştirilmeden yeniden düzenlenecek ve nadir eserler, iklimlendirilmiş vitrinlerin teşhir ve tanzimi ile korumaya alınarak sergilenecek.

Bu Beyazıt Kütüphanesi’nin yayımladığı bir basın duyurusu mu, yoksa bir gazetecinin haberi mi, anlaşılmıyor. Fakat metinde hiç değinilmeyen şöyle önemli noktalar var: Beyazıt Kütüphanesi yaklaşık ekimden beri tadilat çalışmaları için kapalı. Ve yakın zamana kadar, kapılarında ve internet sitelerinde Şubat 2012’de açılacaklarına dair bir duyuru asılıydı. Yani kütüphanenin ağustosta açılacağı haberi, aslında bir gecikme duyurusu niteliğini taşıyor. Daha da garibi, bir Ekşi Sözlük kullanıcısına göre, kütüphanenin yarım yamalak açılmış olması. “Delirttiniz lan beni”, şöyle diyor:

uzun bir aradan sonra bugün gittim. tımarhaneye dönmüş. giriş katındaki kitap kısmı ile ikinci kattaki dergi salonunu, en üstteki nadir eserler salonuna “geçici bir süre için” tıkıştırmışlar. nadir eserlerin memuru başka odaya geçmiş, salonda kitaplarla süreli yayınların memurları var.kafaları esince 20-30 dakikalık “çay molası” veriyorlar, ortada memur kalmıyor (bir de utanmadan ilan ediyorlar, “3’e kadar kitap fişi almıyoruz çay molası verdik”). hatta bir memur diğerine, şimdi çay molası niçin fiş kabul ediyorsun diye hesap soruyor. üç farklı salonun kullanıcısını küçük bir salona sığdırmaya çalıştıkları için yer sıkıntısı var. gidince ayakta kalabilirsiniz.

Beyazıt Kütüphanesi, elyazmaları, gazeteler, dergiler, kitaplar, yani basılı metinler konusunda şu an belki de Türkiye’deki en büyük kaynaklarından biri. Araştırmacılar, akademisyenler, yazarlar ve genel olarak meraklılar, ülkenin başka hiçbir noktasında bulunamayacak kaynaklara uzun zamandır ulaşamıyorlar. (Örnek için bkz.) Bundan sonra ağustosa kadar hiç mi ulaşamayacaklar, yoksa kütüphanenin belli bir kısmı açık mı olacak, bu açık olan kısımda nasıl bir düzen söz konusu olacak?.. İnternette dolaşan müjdeli haberde bu soruların yanıtlarını bulamıyoruz.

Bir başka mühim mevzu: Birçok diğer kütüphanede olduğu gibi, Beyazıt Kütüphanesi’nin de deposunda, gün ışığı göremeyen, halka kapalı eserler bulunuyor. Bunlar çoğunlukla sınıflandırılıp kütüphane sistemine işlenmedikleri için depoda (umuyoruz ki düzgün şartlar altında, fakat korkuyoruz ki çürümeye bırakılmış bir halde) beklemekteler. Acaba bu renovasyon çalışmaları sonucu bugüne kadar ulaşılamayan bu eserlere ulaşabilecek miyiz?

Kısaca, konuyla ilgili henüz yeterli bir açıklama yapılmış değil. Bu durumda biz de kütüphaneyi şahsen ziyaret edip durumu sizlere iletmeyi planlıyoruz.

Website | + posts

Bir Cevap Yazın