Haftadan Kalanlar adlı bölümümüze hoş geldiniz. Adından da anlaşılabileceği üzere, bu köşede haftadan kalanları, okuyup da blog yazısına uzamayanları, bir tweet’e sığmayanları, bir arada daha mı güzel dururlar dediklerimizi sizlerle paylaşacağız.
* Haftasonu sinemaya gitmek istediğinden gösterimdeki filmlere bakıp sevinemeyenler hislerini paylaşacak bir haftalık sinema programı buldular. Bant Mag.‘in “belli ki çok başarılı” olan bu sinema programını seyretmeden biz artık sinemaya gitmiyoruz. Örneğin bu haftaki programda Jason Bourne’a bir “şaşkın Ramazan pidesi” diyerek bizi bizden aldılar. Her filmin hakkını veren eğlenceli bir program.
* Suşi üzerine çok komik bir filmi ve bir de önemli bir belgeseli paylaşmak istiyoruz. Jiro Dreams of Sushi (Juri Suşi Hayalleri Kuruyor), çok ünlü bir suşi ustasının sanatını, işine olan tutkusunu ve kendisini takip eden oğluyla ilişkisine odaklanıyor. Belgeselin suşi hakkında çok da öğretici olacağını tahmin ediyoruz. Fragman burada izlenebilir. Buradaki kısa video ise yeni başlayanlar için suşi konulu fakat çok eğlenceli bir video (Lost At E Minor aracılığıyla). Japon geleneklerine de alaycı bir bakış söz konusu.
* Nama Khalil’in Foreign Policy‘de yayımlanan “Art and the Arab Awakening” (Sanat ve Arap Uyanışı) adlı yazısı Ortadoğu’da bugünün sokak sanatını derlemesi, rap sözlerini çevirmesi ve isimleri bir araya getirmek açısından anlamlı. Daha önce Koltukname’de özellikle Mısır’daki grafiti ve müzikle ilgili haberleri paylaşmıştık. Sokak mücadeleleri biçiminde ilerleyen isyanların eşlikçisi değil, kurucu öğelerinden biri oldu sokak sanatı. Hatta Mısır’daki El fan Midan (Sanat Karedir) sanat girişimi bir senesini devirdi.
* Khalil’in bu yazısı Arapların isyanına tarihselleştirmeden ve çok kalıplaşmış bir liberal sivil toplum anlayışıyla baktığı için Jadaliyya‘da eleştirildi. Kirsten Scheid, “Araplar sadece 2011’de değil, bütün 20. yüzyıl boyunca isyan ve devrim dediler, buna kurucu olduğu iddia edilen sanatın tanımı tam nedir ve neden sokak sanatı ‘liberal’ bir biçimde okunuyor?” diye soruyor.
* Daha önce Nobel adaylarının, ödüllerin verildiği tarihten elli yıl sonra açıklandığını, bu yüzden J. R. R. Tolkien’in Nobel’i kaçırdığını 120. doğum gününde öğrendiğini yazmıştık. Elbette bu, Nobel dönemi yaklaştıkça bahislerin açılmasına engel olmuyor. Bu yıl da dünyanın en büyük bahis şirketi Ladbrokes, Nobel Edebiyat Ödülü’nün en güçlü adayının Haruki Murakami olduğunu açıklamış.