Yüzüklerin Efendisi’ni J. R. R. Tolkien yazmasaydı

J. R. R. Tolkien Nobel’i alamamış olabilir, ama Yüzüklerin Efendisi üçlemesiyle okurların gönüllerinde taht kurduğu ve bir efsaneye dönüştüğü yadsınamaz. Peki, Tolkien‘in edebiyat anlayışı Yüzüklerin Efendisi‘ni nasıl biçimlendirmiş? Aynı hikâye farklı yazarlar tarafından yazılsaymış neyi andırırmış? Görünüşe göre Alison Brooks bu soruyu sormakla kalmamış, üstüne bir de farklı yazarları taklit ederek yanıtını bulmaya çalışmış.

Bu çalışma bize, Joyce Carol Oates’un, Emily Dickinson ve Mark Twain gibi beş büyük Amerikalı yazarın hayatını, kendi üsluplarında yazılmış öykülerle anlattığı Vahşi Geceler! kitabını hatırlattı. Bakalım Brooks’un hangi yazarın üslubunu taklit ettiğini bulabilecek misiniz. Tahminlerinizi yorumlarda bekliyoruz; daha fazla örnek görmek isterseniz de buraya buyurabilirsiniz. Yanıtlar için her bir bölümün altındaki beyazla yazılı metni seçmeniz yeterli. (Flavorwire aracılığıyla.)

Aragorn elini 6.38’lik Anduril kılıcının soğuk, fildişi kabzasına koyup kabzayı olabildiğince rahat bir tavırla, yarı yarıya tuttu. Gözleriyle Prancing Pony’yi hızla tarayıp potansiyel tehditleri değerlendirdi. Olgun bir meşenin göbek kerestesinden yapılmış piposunu çıkarttı. Sol eliyle, tercih ettiği Gondorian İpek Kesimi’yle dolu olan deri tütün çantasını açtı. Aragon bunu daha ağır ve sert olan Numenorian karışımına yeğliyordu…

Ian Fleming

 

Ian Fleming

“Sam, Kara Lord’u, mücevherini bir yanardağa atarak yenmeye karar verdim.”

“Pekâlâ efendim. Çılgın macera giysilerinizi çıkartayım mı? Bunun çay vaktini geçiktireceğini tahmin ediyorum. Saygıdeğer hobbit lorduma büyük teyzesi Lobellia Sackville-Baggins’in çaya davetli olduğunu hatırlatmak isterim.”

“Tüh! Ne aksilik! İnsan Kara Lord’u bu şekilde nasıl yenebilir ki? Seferbirliği ertelemem gerekecek herhalde.”

“Pekâlâ efendim. Sanıyorum ki on yıl içinde müsait olursunuz.”

“On yıl sonra yaparım o zaman. Not almayı unutma Sam.”

P. G. Wodehouse

“Beni bir bilmece yarışmasında yendi.”

“Bilmece yarışması mı?”

“Evet. Üstelik hile yaptı.”

“Bir bilmece yarışmasında hile yapmak da kendi içinde bir bilmecedir, dolayısıyla hile yerine yalnızca bir başka bilmece olarak bilinmelidir.”

“Hile yapıp ceplerinde neler olduğunu sordu.”

“Sadakatsiz davranışlar sergileyerek sevimli bir ödüle sımsıkı sarıldı. Ne kadar soylu, tam da lordlarımıza ve efendilerime uygun bir davranış.”

Oscar Wilde

İhtiyar adamın söğüdü, bir demlik gibi tıslıyor, bir yıldız gibi parlıyor, ah, hayallerde ve sislerde ne kadar da muazzam, ırmağın yanında, Goldberry’nin ırmağının yanında bir rüya gibi dans ediyor, Bombadil, Bombadil, Bombadillo. Yılların taşı, genç ve ölümsüz, gözlerimin önünde Rivendell Kayası gibi çıplak, tatlı, sert ve inançlı…

James Joyce

Frodo Baggins yüzüğe baktı. Yüzük yuvarlaktı. İyi bir yüzüktü. Yüzüğün ortasındaki delik de yuvarlaktı. Delik temiz ve saftı. Yüzüğün ortasındaki delikte, Frodo Baggins’e Shire’daki yüce gökleri anımsatan bir boşluk vardı; Shire’daki eski günlerinde babası onu kırlara götürür ve Frodo Baggings’in o zamanlar kandan nefret etmesine rağmen oralarda yürüyen küçük, tüylü yaratıkların kafalarını koparmayı öğretirdi; kan kokusu o günden bu yana ve sonsuza dek Frodo Baggins için boşluğun bir parçası olarak kaldı.

Frodo Baggins artık yüzüğü parmağına takabilirdi. Kanın kokusu, delik ve boşluk onu hiçbir zaman bırakmayacaktı artık. Frodo Baggins Mordor’un kül yığınlarından oluşan tepelerine baktı ve purosunun külünü sonuna dek silkelemeyen Kübalı orku hatırladı. Ork purodan bir nefes çeker, sakin sakin içmeye devam eder ve külünü uzun gri parmağında, sert parmağında tutardı; kül, kolcular onu sopalarıyla ölümüne dövdükleri ana kadar dağılmadan dururdu. Kübalı mucho orktu.

Frodo Baggins yüzüğe ve deliğe baktı, dağa açılan delikten gelen sülfür kokusunu içine çekti. Deliğin etrafında yanıp kavrulmuş çalılar vardı. Delik sanki Siyah Atlıların geldiği gece Prancing Pony’de olan yaşlı fahişenin göğüs çatalına benziyordu. Frodo Baggings çantasına elini attı, üzüm likörü dolu matarayı çıkardı, bir yudumla ağzını doldurdu ve likörü içti. Çok sürtüktü bu yaşlı fahişe.

Frodo Baggins tekrar tükürebilirdi, bir kereliğine çok sert tükürdü. Yüzüğü çıkardı ve delikten aşağıya fırlattı.

Yer yerinden oynadı.

Ernest Hemingway

Website | + posts

Yüzüklerin Efendisi’ni J. R. R. Tolkien yazmasaydı” üzerine 5 yorum

  1. Okura çok hoş bir egzersiz. Ben de Hemingway tarzını ikinci bir seçenek olara düşünebilirim. Ama evet, Tolkien’in yeri dolduralamıyor.

Bir Cevap Yazın