2012’den Kalanlar // Kitap

Kıyametin kopmadığı yılı geride bırakırken, Koltukname yazarları olarak –SevillaportakalıOptimusminimus ve Koltukname– siz sevgili okurlarımıza bu yıl haşır neşir olduğumuz albümler, filmler ve kitaplardan bir demet sunmak istedik. Naçizane listemize kitapla sonlandırıyoruz. İşte 2012′de bizi heyecanlandıran kitaplar.

Pedro Páramo
Pedro Páramo

Kendisi küçük, etkisi büyük kitap: Pedro Páramo / Juan Rulfo / Çev. Süleyman Doğru / Doğan Kitap

Süleyman Doğru, yalnızca iyi çevirileri değil, çevirdiği kitapların da yüksek kalitesiyle tanınan ve çalışmalarını severek takip ettiğimiz bir çevirmen. Yıllar önce Tomris Uyar’ın İngilizceden yaptığı çeviriden sonra, Pedro Páramo‘yu özgün dilinden Türkçeye ilk defa aktaran kişinin Doğru olması bizi çok sevindirdi. Juan Rulfo’nun bu kısa romanını sindirmesi açıkçası çok kolay değil. Ölüm döşeğindeki annesinin arzusu üzerine hayalet bir kasabaya babası Pedro Páramo’yu aramaya gelen Juan Preciado’nun hikâyesini anlatıyor kitap. Kısa bir sürede kasabanın ve Pedro Páramo’nun hayaletleriyle Juan Preciado’nun kendi geçmişinin hayaletleri birbirine karışıyor. İspanyolcanın Don Quijote‘den sonra en büyük başyapıtı sayılan bu kendisi küçük, etkisi büyük kitaba mutlaka göz atmanızı öneriyoruz.

Yılın alternatif polisiye kitabı: Hafiyenin El Kitabı / Jedediah Barry / Çev. Algan Sezgintüredi / Siren Yayınları

Pek hoşumuza giden steampunk‘ı klasik kara polisiyelerin öğeleriyle harmanlamayı başarak Hafiyenin El Kitabı‘nı 2012’nin karlı günlerinde koltuğa gömülerek büyük bir zevkle okuduk. Akla ister istemez Melih Cevdet Anday’ın Gizli Emir‘indeki Asayişi Yerleştirme Olağanüstü Teşlikatı’nı getiren Teşkilat; bu kurumun gözcüleri, dedektifleri, kâtipleri; kötülerin yuvası, gezmeyi çoktan bırakmış Gezgin Panayır; ana karakter Unwin’in şemsiye ve bisikleti… ve en önemlisi, rüyalarda sürdürülen bir kovalamaca. Kitap boyunca süren heyecan biraz sönük bir şekilde sonlansa da, okuru müthiş keyif verici bir yolculuğa çıkartıyor Hafiyenin El Kitabı.

Yıllar sonra kavuşulan kitap: Daniel Martin / John Fowles / Çev. Nuray Yılmaz / Ayrıntı Yayınları

Daniel Martin’i ne kadar heyecanla beklediğimizi yazmış hatta neden geç geldiğini sormuştuk. The Guardian‘daki eski bir söyleşiden, Fowles’un kitap hakkında söyledikleri:

Yazdığınız her karakter sizsinizdir. Kendimi Amerika’da seyahat ederken anlattığım Daniel Martin‘de, muhtemelen diğer tüm eserlerimden çok daha fazla kendimi açık ettim. Daniel büyümüş bir Nicholas Urfe’dir [Büyücü‘nün kahramanı]. İkisini de kadınlar değiştirdi. Benim için de aynısı geçerli.

Okuyabileceğimiz en son Fowles romanı olan bu otobiyografik eserin neredeyse kapağını açmaya kıyamayacaktık.

Yunus İnsanlar
Yunus İnsanlar

Okurken tüylerinizi ürperten kitap: Yunus İnsanlar / Torsten Krol / Çev. Pınar Kür / Everest Yayınları

Torsten Krol, kim olduğu bilinmeyen bir yazar. Daha doğrusu, ismin, çok ünlü bir yazarın müstearı olduğu sanılmakta. Helga, II. Dünya Savaşı’nda ölen kocasının, savaş suçlusu kardeşi Klaus’la evlenir. Helga, iki oğlu ve Klaus’tan oluşan yeni aile, Venezuela bölgesindeki bir yolculuk sırasında uçakları düşünce kendilerini ormanın ortasında, Yayomi yerlilerinin kasabasında bulurlar. Onların Yunus İnsanlar olduklarını düşünen Yayomiler, ormanda yıllardır onlarla yaşayan Yahudi antropolog Gerhard, ailenin yeni reisi Klaus ve büyük oğlu Erich arasındaki etkileşim gerçekten etkileyici. Faşizm ve genel olarak insanlık üzerine yorumlarıyla okurun yüzüne yer yer tokat gibi çarpan, elle tutulur karakterleri insanın tüylerini ürperten, oldukça zekice kurgulanmış bir roman Yunus İnsanlar.

Hobsbawm’un anısına raflardan tekrar indirdiğimiz kitap: Devrimciler / Eric J. Hobsbawm / Çev. Hatice Pınar Şenoğuz / Agora Kitaplığı

1973 tarihli bu kitapta, Hobsbawm uzmanı olduğu Fransız ve Britanya devrimlerinden, anarşist hareketlere ve gerilla mücadelelerine dek, geniş bir yelpazede devrimci hareketleri, liderlerini ve etkilerini inceliyor. Yaşadığımız dünyayı ve günümüzü anlamak ve 2012’de hayatını kaybeden ünlü Marksist tarihçi Hobsbawm’u anmak isteyenler için, yeni bir pencere açması mümkün bir kaynak.

Mimarlık: Zor Sanat
Mimarlık: Zor Sanat

Türkiye’nin nereden nereye geldiğini bir mimarın gözünden ölçmemizi sağlayan kitap: Mimarlık: Zor Sanat / Doğan Tekeli / Yapı Kredi Yayınları

II. Dünya Savaşı sonrası yıllarından günümüze kadar gelen bir mimarlık serüvenini ve bu serüven üzerinden aslında bu ülkenin şehirlerinin başka bir tarihini anlatıyor Doğan Tekeli; üstelik bir anı kitabından beklenmeyecek kadar sürükleyici bir şekilde. Ülkenin inşaat sektörünün türlü rezilliklerle ön plana çıktığı bu günlerde belki de daha da önemli böyle bir öyküyü okumak. Bir alıntı vermek gerekirse:

Müdürümüz, benim kararımı duymuş; Teknik Üniversite Mimarlık Fakültesi’nin lise son sınıfının edebiyat koluna benzediğini, mimarlığın, inşaat veya makine mühendisliği kadar itibarlı bir meslek olmadığını, benim gibi iyi bir öğrencinin mimar olmasının yazık olacağını söylüyordu.

Türkiye’nin nereden nereye geldiğini bir mimarın gözünden ölçmek mümkünmüş.

Mutfakta hem keyif veren hem de tasarruf ettiren yemek kitabı: Tel Dolap / Semanur Sevim / Ayizi Yayınları

Bu sene en sevdiğimiz yemek kitaplarından biri aslında tam bir yemek kitabı bile değil. Bir tarifler toplamından ziyade bir zihniyeti sunmaya çalışıyor: Kışa hazırlık! Aslında mutfakta geçirilen zamanın, bir tarifin üç beş adımda anlattığı bir süreç olmadığını gösteriyor, mutfak faaliyetinin insanın tüm günlük yaşamını düzenleyen yapısını gözler önüne seriyor bu kitap. Mutfakta çok lüks malzemelerle çok hırslı yemekler yapmak yerine, biraz müzik dinleyip biraz keyif yapmak biraz da tasarruf etmek isteyenler için ideal.

1000 Muhteşem Resim
1000 Muhteşem Resim

Okuyup bitirmesi imkânsız başucu kitabı: 1000 Muhteşem Resim / Victoria Charles / Çev. Nurettin Elhüseyni / Yapı Kredi Yayınları

Resim sanatına uzaktan yakından ilgi duyan herkes, bin yıla yakın bir tarih boyunca insanlığın yarattığı en güzel resimleri bir arada bulabilecekleri bu güzel başucu kitabına sahip olmak isteyecektir. Üstelik dönemler, akımlar ve önemli sanatçı ve eserlerle ilgili bilgileri bir arada bulabilmek de cabası. Canınız her sıkıldığında açıp karıştırmak, hayranlık doğuran resimlere bakmak, her seferinde yeni ayrıntıları keşfetmek ve insanlığın sanatta aldığı mesafeye tanıklık etmek eşsiz bir deneyim. Bu kitabı okuyup bitirmek diye bir mefhum söz konusu değil.

Yazı tipleriyle ilgili merakımızı gideren kitap: Tam Benim Tipim / Simon Garfield / Çev. Sabri Gürses / Domingo Yayınları

Tabelalardan menülere, gazetelerden reklamlara, karşılaştığımız medyada ve çevremizde yüzlerce farklı yazı tipi görüyoruz. Tam Benim Tipim, bu yazı tiplerinin nasıl ortaya çıktığı ve neden seçildiği, ilginç olduğu kadar ekonomik ve toplumsal kökleri olan hikâyeleri de içeriyor. Obama’yı Beyaz Saray’a taşıyan yazı tipi nasıl seçildi ya da IKEA logosunda kullanılan yazı tipinin değişmesi İsveç’te neden infial yarattı, diye merak ediyorsanız, bu kitap mutlaka ilginizi çeker.

2012′den Kalanlar böylece bitti. Müzik listemiz için bkz., film listemiz için bkz. Sizin 2012 listelerinizi de yorumlara bekliyoruz.

 

Website | + posts

2012’den Kalanlar // Kitap” üzerine 5 yorum

  1. 2012 benim için tam bir Jose Saramago yılı oldu. Kırmızı Kedi yayınlarını bu konuda tebrik etmem gerek. Kabil kitabını yeniden basıp Jose Saramago’yu Türkiye’ye tekrar tanıttılar bence. Büyük de bir iş yaptılar. Kesinlikle en cesur ve özgün yazarlardan biri.
    Sitenizde de fırsatınız olursa Saramago’ya değinmenizi çok isterim.

    Saygılar

    • İlginiz için teşekkürler. Önerinizi kesinlikle değerlendireceğiz ama ne yazık ki vakit darlığından biraz zamanımızı alabilir…

  2. Benim için de 2012’nin akılda kalan kitapları arasında Torsten Krol – Yunus İnsanlar var. Bunun yanında çevirdiği kitapları görür görmez aldığım 2012’in ilk Roza Hakmen çevirisi olan Ian McEwan’ın Masumiyet’ini, Muriel Spark’ın Jean Brodie’sini, Serhat Poyraz’ın Şehristan Rivayetleri’ni ve Per Petterson’ın Lanet Olsun Zaman Nehrine’sini eklemeliyim.

    Sizin listedeki Pedro Paramo’yu çok duymuştum, artık o kitabı da edinsem iyi olacak… İyi bir yıl dilerim…

      • Görmek ne kelime, alındı, okundu, etkisinde kalındı… Everest’in ve Hakmen’in sayesinde Cheever’la tanışmış oldum. Yüzücü de Tomris Uyar çevirisiyle çıkmıştı, o da umarım Mart’ta okuyacaklarım listemde olacak. Eğer askere gitmezsem Nisan – Mayıs gibi de yine Hakmen çevirileri olan J. Marias Yarınki Yüzün üçlemesine başlayacağım. Çok çalışmam lazım koltukname, çook….

Bir Cevap Yazın