Tüyap İstanbul Kitap Fuarı’nı en etkin şekilde gezmenin yolları

32. Tüyap İstanbul Kitap Fuarı dün kapılarını açtı. Bu, hem satış, hem söyleşi ve okuma gibi etkinlikler, hem yerli-yabancı yayınevi ve ajans buluşmaları, hem onur konuğu, hem onur yazarı, hem tema, hem de daha neler neler içeren 9 günlük fuarı en etkin şekilde gezebilmeniz için sizlere aşağıdaki naçizane rehberi hazırladık.

(Öncesinde bir parantez: Tüyap’ı geçen yıl da Koltukname olarak ziyaret etmiştik. Son bir yılda fuarda kimi yayınevleri yer değiştirmiş, tek standı olanlar iki stant, zaten iki standı olanlarsa dört stant açmış. Ayrıca, metrobüsten fuar girişine kadar olan yolda, davetiyeleri 5 TL’ye satan elemanlar türemiş. Bunlar haricinde 31. Tüyap İstanbul Kitap Fuarı üzerine yaptığımız gözlemler bu yıl da geçerli sayılır. Ayrıca, fuara katılan yayınevlerinin indirim oranları için şu listemize göz atabilirsiniz.)

1. Hangi gün ve saatte gideceğinize karar verin.

Fuarın en ideal zamanı, hafta içi öğleden sonraları. Bu saatlerde öğrenci grupları da gelip gitmiş oluyor. Bu yüzden esnek bir programınız varsa hafta içi öğleden sonraları tercih edin. Birçok kimse gibi fuara ancak hafta sonu gidebiliyor ya da hafta sonu etkinliklerine katılmak istiyorsanız açılış saati olan 10’da orada olup en geç öğleden sonra 3 gibi çıkmayı hedefleyin. Böylece fuarı boşken gezebilir, dönüş yolunda da trafiğe kalmazsınız.

2. Vasıtanızı seçin.

Evet, fuar yolu uzun ve çetrefilli, İstanbul’da toplu taşıma çok çileli. Ama yazının amacını göz ardı etmeden şikâyetleri bir kenara bırakıyor ve fuar alanına gidip gelmenin en kolay yolunun metrobüs olduğunu kabul ediyoruz. Elbette araba, aldığınız kitapların yükünü taşımayı çok kolaylaştırıyor; ancak Beylikdüzü’nün kâbus gibi trafiğini unutmamalı. Artıları eksikleri tartıp karar vermek size kalmış ama iş çıkışı kalabalığını muhakkak göz önünde bulundurun. Ayrıca Bakırköy ve hafta içleri Mimar Sinan Üniversitesi’nden de ücretsiz servisler kalkıyor.

3. Uygun giyinin.

Kasım ortası-sonu gibi gerçekleşen fuarın sıkıntılarından biri de “dışarısı soğuk, içerisi sıcak” sorunu. Bu yüzden tek, kalın bir parça yerine kat kat ince şeyler giymeye, çantanıza atabileceğiniz, kolunuza takabileceğiniz hırkalar, ceketler ve paltolar almaya çalışın. Çünkü içeri öyle sıcak, birazcık kalabalıklaşınca da öyle havasız oluyor ki, üstünüzdekini mutlaka çıkartmanız gerekecek. (Yoksa yandaki Umut Sarıkaya karikatürüne dönüşürsünüz!) Benzer şekilde uzun saçlıysanız yanınızda mutlaka toka bulundurun.

sarikaya mont

Uzun saatler ayakta kalacağınızı göz önünde bulundurarak rahat bir ayakkabı giyin.

Poşetlerle boğuşmamak, alacağınız kitapları rahatça taşıyabilmek için sırt çantası ya da yandan askılı çantalar tercih edin. Bir diğer alternatif de, ihtiyaç duyduğunuzda kullanmak üzere çantanızın içine ekstra bez ya da muşamba çantalar koymak.

4. Yanınıza erzak alın.

Fuarda birden fazla kafeterya mevcut, fakat hepsi de astronomik rakamlardan satış yapıyorlar. Üstelik sattıkları yiyeceklerin iştah açıcı göründüğü pek söylenemez. Tavsiyemiz, yanınıza sandviç ve poğaça gibi doyurucu bir şeyler, ayrıca mandalina ve muz gibi atıştırmalıklar almanız. Ağırlık etmesin diye içeceğinizi birlikte götürmek istemezseniz Atrium adlı kafeteryada büyük bir karton bardak çay 2,5 TL. Sigara içmek/hava almak isteyenler için aynı mekânın masalı bahçe bölümü bulunduğunu da hemen not düşelim.

5. Rotanızı belirleyin.

Büyük ve labirent gibi fuar alanını minimum enerji sarf ederek gezmek için en önemli adım bu. Kimilerinin fuardan alacaklarının, katılacakları imza günlerinin listesi vardır. Bu şekilde nokta atışı yapanlardansanız, uğramak istediğiniz yayınevlerinin salonlarını ve stantlarını not etmeyi ihmal etmeyin, aynı yere iki kere girip çıkmamak için yayınevlerini salon salon gruplaştırın.

Her yayınevinin neler çıkarttığını hızlıca da olsa görmek isteyenlerdenseniz, ya 2. salonun en sol ya da 3. salonun en sağ koridorundan başlayın ve stantların arasında kıvrılarak ilerleyin. Bu en büyük iki salonu bu şekilde gezdikten sonra aralarda kalan, başka yayınevlerinin, sahafların ve dergilerin olduğu diğer salonları gezebilirsiniz.

Katılacağınız etkinliklerin yalnızca saatine değil, salonuna da dikkat etmeyi unutmayın. Özellikle yazar etkinliklerinde, oturacak yer bulabilmek için en az 15 dakika erken gidin.

6. Dinlenmeyi ihmal etmeyin.

Öğle yemeğinizi “biraz daha dolaşayım” diye geciktirmeyin, yorulduğunuzda mola vermekten çekinmeyin. Dinlenmek eşittir mutlu bir fuar ziyareti. Hava almak isterseniz, yukarıda da yazdığımız gibi Atrium kafeteryasının hem masalar hem de banklar içeren bahçe bölümleri var. Üstelik kahveleri de hiç fena değil.

7. Son olarak: Tadını çıkarın!

Kitapların, dahası, kitapları yazan ve hazırlayanların arasındasınız, tadını çıkarın! Fuar, yalnızca alışveriş yapabileceğiniz değil, aynı zamanda sevdiğiniz yazarları, kitapları seçen ve hazırlayan editörlerle tanışabileceğiniz bir mekân. Bu fırsatı kaçırmayın. Unutmayın ki yayınevleri bu kitapları sizin için basıyorlar, onları okuduğunuzu, beğendiğinizi duymaktan memnun oluyorlar. Etkileşin!

Ücretsiz dağıtılan güzellikleri atlamayın. Tüm gazetelerin kitap ekleri, SabitFikir dergisi, ayraçlar, kataloglar, hatta posterler ve rozetler – bu küçük hediyelerden istemeye çekinmeyin.

(Yazının girişindeki görsel, Brazilyalı sanatçı Marcos Saboya ve Gualter Pupo’nun, Londra’da gerçekleşen 2012 Yaz Olimpiyatları vesilesiyle hazırladıkları, 250.000 kitaptan oluşan bir labirent.)

Website | + posts

Tüyap İstanbul Kitap Fuarı’nı en etkin şekilde gezmenin yolları” üzerine 2 yorum

  1. […] listeleri çıkardık, T. S. Eliot’tan esinlenen bir tarif yaptık, müzik tarihini hatırladık, Tüyap İstanbul Kitap Fuarı’nı en etkin şekilde gezme rehberi hazırladık, Türkiye’nin odak ülke olduğu Londra Kitap Fuarı’na katıldık, 2013 yılı […]

Bir Cevap Yazın