Hayatı, John Steinbeck ve Louis Begley romanlarının bir karışımı gibiydi. 1919’da New York’ta bir keman öğretmeninin oğlu olarak doğmuştu. Müzik, içinde öyle büyük bir tutkuydu ki, Harvard’daki sosyoloji eğitimini yarım bırakıp kendini tarihi folk şarkılarına ve güney eyaletlerinin blues müziğine adamıştı. Amerikan entelektüelleri siyahlardan “nigger” (zenci) diye bahsederken, o, ırk ayrımcılığına ve her tür yabancılaştırmaya karşı türkülerini neredeyse bir ömür söyledi. Onu televizyonlarda son olarak 18 Ocak 2009 tarihinde, ilk siyahi ABD Başkanı Barack Obama’nın görevi devralışında düzenlenen halk konserinde izlemiştik. Ve Pete Seeger, tek başına yazdığı bir tarih hüviyetindeki yaşamına, bu yılki Grammy ödüllerinin dağıtılmasından birkaç saat sonra nokta koydu.
Seeger, neredeyse yüzyıla dayanan ömrü boyunca, hep ezilenlerin, işçilerin, çiftçilerin, emeğiyle zor şartlarda yaşamını sürdürenlerin öykülerini anlattı. Ama Seeger’ın hayatının bir müzik yıldızınınki gibi geçtiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. 1949 yılında Woody Guthrie‘yle The Almanac Singers adlı grubu oluştururken, aynı yıl “Peoples Song” (Halkın Türküsü) adlı ilk folk müziği sanatçıları sendikasını da kurmuştu. Komünist partisinin bir sempatizanı ve yarı üyesi olarak başkan McCarthy’nin kara listesine girmesi uzun sürmedi. Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi tarafından ifadeye çağrıldı ve 10 yıl hapse mahkûm edildi. Bir yıllık mahkûmiyet sonrası özgür kalsa da, bu olay sonrası anaakım medya Seeger’ı yıllarca görmezden geldi.
Seeger’i cümle âleme gerçekten tanıtan, yeni folk müziği sanatçılarının ikinci kuşağı oldu. Bu kuşaktan Peter, Paul & Mary, “If I Had a Hammer“la (Bir çekicim olaydı) dünya çapında üne kavuşmuşlardı. Seeger tarafından düzenlenmiş bir Gospel örneği olan “We Shall Overcome” (Üstesinden geliriz), dönem gençliğinin marşı olmuştu. Modern müzisyenler üzerinde etkisi öyle büyüktü ki, Joan Baez’den Bob Dylan’a, Billy Bragg’dan 2006’da “We Shall Overcome: The Seeger Sessions” adlı bir albüm çıkaran Springsteen’e kadar sayısız büyük isim ona saygı duruşunda bulunmak için sıraya girdi.
Tüm bunlar olurken Seeger, savaş karşıtlığına, sivil hakların savunuculuğuna, doğa katliamlarına karşı çıkmaya, ırkçılıkla aktif mücadeleye hiç ara vermedi. Clearwater adlı çevre örgütünün kurucularından oldu, George W. Bush’un savaş yanlısı politikalarına karşı kampanya yürüttü, Uluslararası Af Örgütü‘nü desteklemek için çalıştı ve kapitalizm karşıtı bir hareket olan Wall Street İşgali‘ne destek verdi. Ölene kadar bir kendisini bir komünist olarak tanımlasa da, Stalin’in uygulamaları sebebiyle Sovyetler Birliği’ne hep mesafeli durdu.
Artık Amerika’nın en eski sol sesi, sadece kayıtlardan dinlenebilir olacak.