Burçlar ve yazarlar: İkizler

Sırma Köksal’ın 2003’te Radikal Kitap’ta yayımlanan, burçlar üzerinden yazarları inceleyen yazı dizisini, yazarın da izniyle bu yıl Koltukname’de paylaşacağız. Aradan geçen 10 yıldan sonra okurlarca yeniden keşfedilmesi ve sizleri de bizleri ettiği kadar mutlu etmesi ümidiyle.

İkilemlerle Dolu İkizler

İkizler konusunda gözden kaçan şey İkizlerin çoğul olduğudur. Herkes onların İkizler olduğu için çift kişilikli olduğunu düşünür. Oysa ikiz olmaları herhangi bir konuda bir o fikre bir bu fikre kapılmalarına, “ler” oluşları ise aynı anda binlerce konuya ilgi duymalarına yol açar. Yani İkizler sayısız konuda kafası ikilemlerle dolu bir garip âdemdir.

Lillian Hellman insanların değiştiğini ama değiştiklerini birbirlerine söylemeyi unuttuklarını yazmıştır. Lillian Hellman bu bakımdan tipik bir İkizler’dir. İhtimal ki bu da kendi başına gelmişti, iki arada bir derede değişivermiş, bunu etrafa söylemeyi unutmuştu. Aslında İkizler, konuşma, söyleme, anlatma fırsatlarını kaçırmazlar ama herhalde o sırada tartışacak daha cazip bir konu vardı. İkizler tartışmayı sever. W.B. Yeats, başkalarıyla yaptığımız tartışmalardan retorik, kendimizle yaptığımız tartışmalardan ise şiirin çıktığını yazmıştı. İkizler böyledir. Tartışacak kimseyi bulamazsa kendiyle tartışır. Hatta bu konuda kendinin en iyi dostudur. Kafasının içi fikirlerle doludur ve onları tokuşturup durur.

Arthur Conan Doyle insan beyninin aslında istenildiği gibi dayanıp döşenecek boş, küçük bir tavan arası olduğunu düşünürmüş. İkizlerin tavan arası karışıktır, oyuncakçı dükkânı gibidir. Ama yine de orada oturup oyalanmakla fazla zaman geçirmez. Pascal boşuna başımıza gelen kötülüklerin çoğunun odamızda oturmayı bilmememizden kaynaklandığından yakınmıyordu. İkizler dışarıyı da merak ederler. Başkalarının tavan aralarını da karıştırmak isterler. Aslında İkizler tavan aralarını sevdikleri gibi her türlü yüksekliği severler. Thomas Hardy yüksek düşünceli beceriksizleri, becerikli düşüncesizlere tercih ettiğini söylemişti. Bunu tercih etmek için illa da İkizler olmak gerekmez.

İkizler bencil bir burçtur. Hem bencildir hem de daldan dala konar. Jerzy Kosiński bir insandan alabileceğiniz her şeyi alıp sonra da onu unutmanızı tavsiye ederdi. Ama İkizler sık sık acaba almayı unuttukları bir şey kaldı mı diye geri dönmeyi dener. Bir gitme gelme hali yaşanır uzun uzun. Ama İkizler zaten hep bir yerlere gitmektedir, geçerken uğramıştır. Duramaz, gider ama gelirken hep geç gelir çünkü aynı anda olması gereken birkaç yerden biri sizin yanınızdır. Onun için uzun izahatlar yapmak zorunda kalır.

Chesterton bir insanın kendi egosunun gökyüzündeki yıldızlardan daha uzak olduğunu iddia ederdi. İkizler olduğu için söylediğinde doğruluk payı vardı çünkü İkizler şu anda başka bir yerde olması gerektiği kadar başka birisidir de. Hep diğerinin yerine sahneye çıkmış bir oyuncudur. Yıldızların hiç değilse sabit bir yörüngeleri vardır, İkizler’in sabit bir ruh hali yoktur. Böyle kendini sabitleyememiş İkizler konudan konuya, alandan alana atlayıp durular. Bir bakarsınız şarkı söylüyorlar, bir bakarsınız film çekiyorlar. Onlar da yetmez belediye başkanı adayı olur, kitap yazar, köşe yazarlığına kalkışırlar. Bu arada kafaları da karışır soldan sağa, sağdan sola bayrak sallarlar. Genel adları Zülfü Livaneli’dir.

Ama İkizler aklını yeteri kadar kurcalayacak bir konu bulduğunda geri kalan her şeyi unutur ve sadece işine bakar. Hiç edebiyattan başka bir işle uğraşan bir Orhan Pamuk geliyor mu gözünüzün önüne? Mesela filmlerde rol alan, kulüplerde perküsyon çalan? Az bulunur ama bazı kararlı İkizler de vardır, onlar da zaten genellikle başarılı olurlar. Kafka ile Sartre da bu tür İkizler’dendi. Hoş, Kafka gündüzleri avukatlık yapardı ama geceleri sabaha kadar da yazı yazardı. İkizlerin zaten uyku sorunu vardır. Yemekle de sorunludurlar. Ya siler süpürür gibi süratle yerler ya da yemek yemeyi bile unuturlar.

İkizlerin esas alanı iletişim olduğu için genellikle düşünce ve duyguları iletmekte hayli başarılıdırlar. Mesela Anne Frank, II. Dünya Savaşı’nın gerçeklerini küçük yaşına rağmen birçok gazeteciden daha canlı biçimde dile getirmişti. Ama hayat İkizlere her zaman kolaylık göstermez, zaman zaman da maalesef uçar kaçar havai İkizler’in yolu gaz odalarına düşer. Ama zaten mitolojide İkizler’le ilişkilendirilen efsane de Castor ve Pollux kardeşlerdir. Biri ölümlü, diğeri ölümsüz iki kardeş. İkizler, ölümlü olduğunda ölümsüzlüğü, ölümsüz olduğunda ölümlülüğü içinde barındırır. Dante de onun için öbür tarafın yollarını aşındırmamıştı, cennettir, cehennemdir diye.

Ama İkizler o kadar uçar konar ki, bir sonraki burç olan Yengeç kabuğunun derinlerinde saklanıp bekler sırasının gelmesini. İnsan sıradakinin bu kıskaçlı şey olduğunu düşündükçe İkizleri öpüp bağrına basmak ister. Hiç değilse eğlencelidirler.

***

İkizler yazarları:

Lillian Hellman / W.B. Yeats / Sir Arthur Conan Doyle / Blaise Pascal / Thomas Hardy / Jerzy Kosiński / G.K. Chesterton / Zülfü Livaneli / Orhan Pamuk / Franz Kafka / Jean-Paul Sartre / Anne Frank

(Görsel, astrolog Guido Bonatti‘den, 1277 civarı yapıldığı tahmin edilen bir gravür. Diğer burçlar için bkz. Yay, Akrep, Terazi, Başak, Aslan, YengeçBoğa, Koç, Balık, Kova, Oğlak.)

Sırma Köksal
+ posts

Burçlar ve yazarlar: İkizler” üzerine 11 yorum

Bir Cevap Yazın