Burçlar ve yazarlar: Yengeç

Sırma Köksal’ın 2003’te Radikal Kitap’ta yayımlanan, burçlar üzerinden yazarları inceleyen yazı dizisini, yazarın da izniyle bu yıl Koltukname’de paylaşacağız. Aradan geçen 10 yıldan sonra okurlarca yeniden keşfedilmesi ve sizleri de bizleri ettiği kadar mutlu etmesi ümidiyle.

Kabuk ve Kıskaç

Yengeç suda yaşar ama balık değildir. Yengeç suda yaşayan, kendi dünyasını kabuğunun içine yerleştiren, bildiğimiz dünyayı da kıskaçlarıyla yakalamaya çalışan bir yumuşakçadır. Yengeç insanı da ilk bakışta yumuşak, son bakışta kabuğunun içine saklanmış, kıskaçlarıyla insanın sinirlerini kaşıyan biridir. Kabuğuna kaçmış bir yengeci orada bırakın, kalsın. Hatta yampirik yampirik çıkmaya çalışırsa siz uzaklaşın.

Yengeç ısıtılıp yenecek bir meze değildir. Çok az Yengeç kafasını kabuğundan çıkarttığında Marcel Proust kadar ilginç olur. O da aslında mızmızın tekiydi, Joyce’un purolarıyla onu öldürmeye çalıştığını düşünüyordu, yakınında bulunmanın eğlenceli olacağı insanlardan biri değildi. Jean Jacques Rousseau da Yengeç’ti ve hiç kimsenin aklına bile getirmediği bir işe kalktığını iddia ettiğinde sözünü ettiği kendi hayatını yazmaktı. İtiraflar gerçekten olağanüstüdür ama Rousseau da hayatın kendine haksızlık ettiğine inanırdı. Yengeç böyledir. Hep hayatın kendisine adil davranmadığına inanır, acı çeker, suçu insanlıkta bulur. 1984 adlı kitabıyla insanlıktan umudu kesmişlerin başucu yazarı olan George Orwell de doğal olarak Yengeç’ti.

Ama Yengeç meraklıdır da. Başkalarının hayatlarını merak eder. Jean Cocteau ölmüş yazarların günlüklerini okumanın onlardan uzun mektuplar almaya benzediğini söylerdi. Yengeç hatırlanmayı, önemsenmeyi, korunup kollanmayı, aranıp sorulmayı sever. Kendi de böyle davranır. Enis Batur bu nedenle denemelerinde okurlarına mektup yazar gibidir. Tüm düşüncelerini, izlenimlerini bıkıp usanmadan aktarır yazılarında.

Duygularını da tabii. Yengeç bir duygu insanıdır, coşkudan karamsarlığa savrulup durur. Kâh Emma Goldman gibi dans edemeyeceği devrimi istemediğini söyleyecek kadar coşkulu ve açıksözlüdür kâh Hemingway gibi iflah olmaz biri. Hemingway maceralı bir hayat sürmüştü ama içindeki karanlığı hiçbir şey avutamamış olmalı ki, sonunda tetiği çekip işi bitirdi. Yengeçler bu yola sık başvurmazlar ama bazen abartıp öyle bir tetiğe dokunurlar ki, ortalık birbirine girer. Maalesef Bush da Yengeç’tir ama yazar değildir. Yazarlar genellikle bu kadar hasar yaratmazlar. Ama onlar da hayalperesttir.

Aslında Yengeçler rüya gördüklerinde, hayal kurduklarında genellikle hoş şeyler yaparlar. Mesela Ahmet Hamdi Tanpınar. Abdullah Efendi’nin Rüyaları’nı yazmıştır. Saint-Exupéry ise Küçük Prens‘i. Yani bütün Yengeçler kötü değildir. Hatta yazar olarak genellikle çok da iyidirler ama yolda, orada burada karşımıza çıkanlarının çekilmez olma ihtimalleri yüksektir. Boynu bükük halleriyle insanda sürekli bir suçluluk duygusu uyandırırlar. Ya da doğrudan huysuzluk ederek yine aynı hedefi tuttururlar. Neyse ki onları hemen Aslan izler de, Yengeç’e maruz kalmanın sıkıntısı biraz hafifler.

***

Yengeç yazarları:
Marcel Proust / Jean Jacques Rousseau / George Orwell / Jean Cocteau / Emma Goldman / Ernest Hemingway / Antoine de Saint-Exupéry / Enis Batur / Ahmet Hamdi Tanpınar

(Görsel, astrolog Guido Bonatti‘den, 1277 civarı yapıldığı tahmin edilen bir gravür. Diğer burçlar için bkz. Yay, Akrep, Terazi, Başak, AslanİkizlerBoğaKoçBalıkKovaOğlak.)

Sırma Köksal
+ posts

Burçlar ve yazarlar: Yengeç” üzerine 11 yorum

Bir Cevap Yazın