“Little” (Ufaklık) lakabı, ona boşuna verilmemişti. Jimmy, gerçekten minyatür bir adamdı. Bunun sebebi ise, diğer iki erkek kardeşinde olduğu gibi Kallmann Sendromu adlı nadir görülen genetik bir bozukluktu. Bu durum, ergenliğinin tamamlanmasına engel olmuş, onun adeta doğal bir kastrato sesine, bir ömürlüğüne sahip olmasına yol açmıştı. “Little” Jimmy Scott, geçtiğimiz haziranda hayatını 89 yaşında kaybettiğinde, halen genç bir “tenore contraltino” sese sahipti.
Jimmy Scott, iniş ve çıkışlarla dolu hayatına 1925’te, on çocuklu bir ailenin çocuğu olarak başlamıştı. Trajik hayatının erken döneminde annesini kaybetmiş, koruyucu bir aile tarafından büyütülürken kilise korolarında şarkı söylemeye başlamıştı. 1940’larda profesyonel kariyerine başlaması gecikmedi. Pek çok müziksever, Scott’ın sesini radyolardan biliyor ve onun bir erkek olduğunu öğrendiklerinde çok şaşırıyorlardı. Etkileyici sesi, zarif yorumları sayesinde 1960’lara kadar da müzik dünyasında tutunmayı başarmıştı. Ancak işler ordan sonra pek iyi gitmedi. Ray Charles’la yaptığı bir işbirliği sebebiyle, kontratı altında olduğu plak şirketiyle düştüğü ihtilaf, Scott’a pahalıya mal oldu.
Hem madden hem de ruhen oldukça zor durumda kalan Scott, 1990’larda tekrar keşfedilmeyi beklemek üzere Clevland’a gitti ve orada otellerde, kafelerde, hastanelerde, bulabildiği her tür işte çalışmaya başladı. 80’lerin ortalarında önce küçük kulüplerde sahnelere geri döndü. Ardından yakın bir dostunun cenazesinde söylediği şarkı, onu müzik yapımcılarına tekrar hatırlattı. Böylece kendini tekrar toparlamaya ve kendisinden söz ettirmeye başladı.
1992 tarihli dönüş albümü, Grammy adayı oldu. Ardından Lou Reed, Bruce Springsteen gibi büyük isimler kendisini albümlerine davet ettiler. Scott, “küçük” bedeninden beklenmeyen bir enerjiyle, sanki kaybettiği yıllardaki açığı kapatmak için, müzik yapmaya, konserler vermeye koyuldu. İstanbul’a da uğradığı turnelerinde, çok sayıda yerde hayranlarıyla buluştu ve o eşsiz sesini duyurdu. En bilinen parçalara orijinallerinden bile daha etkileyici yorumlar getirdi. 78 yaşında beşinci evliliğini yaparken hâlâ hayat doluydu. Zira zaman, Scott için kendini aradığı ve gerçekleştirdiği süreçte bir teferruattı. Bu durumu, “Tanrı’nın beni bu bedene koymasının bir sebebi olduğunu fark ettim. Tek yapmam gereken, kendim olacak cesareti bulmaktı. Onu ortaya çıkarmak, bir ömre maloldu” sözleriyle açıklamıştı.