Dans etmek yasak, el çırpmak serbest

arian_band

Son dönemde hafif bir yakınlaşmadan bahsedilebilse de, İran yıllarca batı dünyası tarafından şer ekseninin bir bacağı olarak görüldü. Tabii olumsuz duyguları karşılıksız sayılmazdı. İslam devrimi sonrası İran, hem batı dünyasına hem de İsrail’e dostane denemeyecek sözlerle her fırsatta meydan okudu.

Oysa siyaseti bir kenara bırakacak olursak, madalyonun diğer yüzündekiler daha farklı oldu. Kadim kültürünün birikimi sayesinde İranlı film yönetmenleri, yazarlar, düşünürler batı dünyasında kucaklandılar. 2013 yılında ılımlı tavrıyla bilinen Hasan Ruhani’nin başkanlığa seçilmesi, İranlı sanatçıların ve entelektüellerinin hayatını kolaylaştırdı. Ama müzik ve müzisyenler için şartlar, batı, hatta Türkiye’yle bile karşılaştırınca heves kırıcı. Bir pop müzik topluluğunun albüm yayınlaması, bakanlık iznine bağlı olmaya devam ediyor.

İran’da müzik dinlemek, dinî çevreler tarafından pek hoş görülmüyor. Hatta koyu İslamcılar arasında bunun bir günah olduğu bile düşünülmekte. En büyük sorunu ise konser vermek isteyen müzisyenler yaşamakta. Bir müzik grubunun yılda 3-4 adetten fazla konser vermesi pek olası değil. İran ulemasının ve otoriter devletin pop müziğe, bilhassa da konserlere bu kadar hoşgörüsüz bakışının altında yatan neden, insanların topluca bir arada bulunduğu yerlerde müziğin etkisiyle tepkiselliklerinin artması. Bu tepkilerin kolayca devlete yöneltilebilecek olması, devletin bu yasağı ciddiyetle uygulamasına yol açıyor. Hatta bu yüzden, doğrudan bir bedensel eylem olan dans, konser alanlarında yasak. Ama dert etmeyin, gözlemciler, el çırpmanıza ses etmiyorlar.

Pop müzik piyasası ve müzisyenler üzerinde İran kültür bakanlığının doğrudan bir hakimiyeti bulunuyor. Ruhani iktidarında bakanlığın politikalarında bazı yumuşama çabaları olsa da, ciddi bir baskı odağı olan ulemanın yakın ve sıkı markajı söz konusu. Bakanlığın kararlarını çoğu zaman etkilemeyi başarmaktalar; ama başaramazlarsa, işi doğrudan sanatçılar üzerinde baskı yapmaya kadar götürebiliyorlar.

Her şeye rağmen pop müzikle uğraşan sanatçılar durumlarında büyük gelişme olduğunu söylüyorlar. İslam devrimini takip eden 20 yıl boyunca pop müzik tamamen yasaklanmıştı. Zaten 8 yıl süren İran-Irak savaşı boyunca halkın televizyon ve radyolarda duydukları savaşa çağrı yapan marşlar ve ölenlerin ardından yakılan ağıtlar olmuştu. Mahmut Ahmedinejad’dan önceki İran devlet başkanı Hatemi döneminde popüler müziğe yönelik baskının hafifletilmesine çalışılmış, parlementoda konu çok sert sözlerle tartışılmıştı. Konserlere saldırılar düzenlenmiş, muhafazakâr medya aracılığıyla hem müzisyenler hem de politikacılar tekrar baskı altına alınmıştı. 2005 yılında başlayan Ahmedinejad döneminin ilk 6 ayında ise her şey yasaklanmış, önce neye ne kadar izin verileceği konusu tartışılmıştı. 2009 yılında Ahmedinejad’ın tekrar seçilmesinin ardından başlayan protestolar ise popüler müziğin İran’daki durumunu iyice felç etmişti. Pek çok müzisyen, Ruhani’nin başkanlığı elde edeceği seçimlere dek yeni albüm yapma ve konser düzenleme iznini alamamıştı.

Bugün hem İran hem de İranlı sanatçılar için gelecek daha güzel görünüyor. Baskının olmadığı ve özgürlüklerin tadını çıkaracakları günleri en çok da sanatçılar bekliyorlar. Daha üç sene önce bugünleri tahayyül etmek bile zorken, bugün gelinen noktaya sevinmeleri çok doğal. Herkesin dileği işlerin bir daha terse dönmemesi. Arian adlı İranlı pop müzik grubunun lideri Ali Pahlavan’ın dediği gibi, “Daha fazla sanattan kimseye zarar gelmez.”

Website | + posts

Dans etmek yasak, el çırpmak serbest” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın