2015’ten Kalanlar // Müzik

Yıllar geçtikçe ülke olarak daha da zor günler yaşıyoruz. Sonucu beğenilmeyince tekrarlanan seçimler, bombalı saldırılar, sokağa çıkma yasakları, her an çıktı çıkacak savaşlar, yine ölümler, ölümler… Umudun ışığı yavaş yavaş sönerken, her gün biraz daha gömüldüğümüz karanlıktan kurtulabilmek, anlamsızlıkların içinde biraz anlam bulabilmek adına kendimizi her zamanki gibi sanata veriyoruz. İşte Koltukname ekibi olarak bizi 2015’te en çok etkileyen albüm, film ve kitaplar.

Büyülü bir sesin taşıdığı uçan halıda yolculuk: Divers / Joanna Newsom

Divers : Joanna NewsomJoanna Newsom hem sabırlı hem de ince eleyip sık dokuyan bir müzisyen. Öyle olmasa 2010’daki Have One on Me‘den beri oturup sabırla ilham gelmesini beklemezdi. Bu kadar özenip bezenince de, yeni albüm Divers tıpkı öncekiler gibi yine kulak vermek zorunda kaldığımız bir kayıt olmuş.

Newsom’ın önceki albümlerini bilenler, benzersiz bir vokale sahip olduğunu hatırlayacaklardır. 2009’da ses tellerinden geçirdiği bir rahatsızlık –zaman zaman çocukça olmakla eleştirilen– vokalini bir parça değiştirmiş durumda fakat müziğinin atmosferi sabit: Sanki Grimm kardeşler Newsom’a masallarına fon müziği ısmarlamışlar gibi.

Albümün çıkış parçası “Sapokanikan” –Manhattan adasındaki eski bir yerleşimin adı– tipik bir Joanna Newsom parçası. Ramses’ten Amerikan yerlilerine kadar sayısız göndermeler ve değinmelerle yüklü. Klibi, Newsom’ın son filminde rol aldığı Paul Thomas Anderson tarafından çekilmiş ve tek başına albüm hakkında fikir vermeye yetecek bir örnek: karmaşık, tahmin edilmez, büyüleyici. Kasvetli bir günde camdan dışarı bakıp hayaller kurarken, size eşlik edecek daha iyi bir müzik bulmanız imkânsız.

Kusursuz fırtınanın ayak sesleri: The Epic / Kamasi Washington

The Epic : Kamasi WashingtonGüncel müziğin sıkıcılaştığını düşünenlerden misiniz? Dinlediğiniz kayıtlar sizi heyecanlandırmıyor, ilk defa dinlediğiniz albümleri bir daha döndürdüğünüz nadir mi oluyor? İşte ilacınız burda. Kamasi Washington, tam 172 dakika, yani nerdeyse 3 saat boyunca sizi ordan oraya savurmak üzere bekliyor. Caz sevmiyor olabilirsiniz, bir müziği sevmeniz için basit melodilere ihtiyaç duyuyor olabilirsiniz, yine de bu genç virtüöze bir şans verirseniz, pişman olmayacaksınız.

Washington, müzik türleri arasında dolaşırken ve serbestçe geçişler yaparken, adeta türlerin tanımını da genişletiyor ve hemen hiç sıkıcılaşmıyor. Bazen orkestranın, bazen koronun katkılarıyla. Bir parça içinde bile farklı albümler dinlediğinizi düşünmek mümkün. Bir de birinci diskte ikinci sırada “Askim” adlı bir parça bulunuyor. Bu isim Türkçe mi ve öyleyse nerden geliyor bunu öğrenmek mümkün olmadı; fakat bu parçayla ilgili asıl dikkat çekici nokta, Stephen “Thundercat” Bruner tarafından çalınan nefis bas.

The Epic, 2015 yılının şüphesiz en iyi  albümlerinden biri. Muhteşem ilk albümler listesine eklenmesi gereken yeni bir eserle karşı karşıya olduğumuz aşikar. Bir an önce kanlı canlı da izleyebilmeyi umuyoruz.

Ağır, yürek burkan ama güzelliklerle dolu bir veda: Carrie & Lowell / Surjan Stevens

Carrie & Lowell : Surfjan Stevens2000’lerin başında Enjoy Your Rabbit‘le dikkatleri toplayan genç ve zarif bir müzisyendi Detroit’li Sufjan. Listelerin tepesine oturan çok satan albümlerin değil basit, duygusal ve çarpıcı parçaların adamıydı. Onu dinlerken anların kıymeti anlaşılırdı. Bir önceki albümü Age of Adz’le elektronik denemelere girişmiş olsa da, o, zarif ve narin sesiyle söylediği besteleriyle hatırlandı hep.

2012’de kaybettiği –ve kendisini küçük yaşta terk etmiş– annesinin anısına yaptığı Carrie & Lowell (annesi ve üvey babası), kendi standardına döndüğü, kişisel ve duygusal bir albüm. Eğer sözlere dikkat veriyorsanız, yer yer ruhunuza bir kement attığını ve sıkıca çektiğini düşünebilirsiniz. Ama hisli vokale eşlik eden minimalist enstrümanlardan oluşan müzik, çılgın dünyamızda herkesin ihtiyacı olan bir  dinginliği yanında getiriyor.

Yalın ve sakin zamanlarınıza yaraşacak bir müzik ihtiyacınız varsa Carrie & Lowell biçilmiş kaftan. Yok enerjinizi fışkırtacak yer arıyorsanız, elinizi bile sürmeyin.

Tek kişilik ordudan hediyeniz: Currents / Tame Impala

Currents : Tame ImpalaTame Impala adını duymadıysanız geç kalmadan kendileriyle tanışmalısınız. Avustralya’dan çıkma esas oğlan Kevin Parker’ın çekip çevirdiği bu projenin geçmişi pek parlaktı. Ancak 2015 mahsülü Currents, Tame Impala’nın belki de adını en çok duyuracak albümü olacak gibi duruyor. Bu müzik neye benziyor diye soracak olursanız, “modern psychedelic” en kestirme tarif olur.

Parker, basit ama insanı içine çeken riff’leri yazmakta maharetli bir gitarist. Ama sadece bununla yetinmiyor. Albümün prodüktörlüğünü, şarkıların beste ve düzenlemelerini, vokalleri, kısaca bir albüm yapmak için gerekli hemen tüm işlevleri yerine getiriyor. Üstelik farklı müzik türleri arasında da serbestçe dolaşarak. Bu yüzden Tame Impala dinlerken sıkılmak diye bir durum söz konusu bile olmuyor.

Eğer bu kadar övgüden sonra merakınız celb edildiyse, malum ortamlardan albümü dinlemenize Kevin Parker’ın bir itirazı yok, haberiniz olsun.

Website | + posts

2015’ten Kalanlar // Müzik” üzerine 6 yorum

  1. İyi seneler Koltukname. Ne zamandır aradığım müzikal ilham ve tazelik sizden geldi. Çok teşekkürler. Film ve kitap önerilerinizi de merakla bekliyorum. Arayı bu kadar açmayın. Sevgiler.. 🙂

Bir Cevap Yazın