2015’ten Kalanlar // Film

Yıllar geçtikçe ülke olarak daha da zor günler yaşıyoruz. Sonucu beğenilmeyince tekrarlanan seçimler, bombalı saldırılar, sokağa çıkma yasakları, her an çıktı çıkacak savaşlar, yine ölümler, ölümler… Umudun ışığı yavaş yavaş sönerken, her gün biraz daha gömüldüğümüz karanlıktan kurtulabilmek, anlamsızlıkların içinde biraz anlam bulabilmek adına kendimizi her zamanki gibi sanata veriyoruz. İşte Koltukname ekibi olarak bizi 2015’te en çok etkileyen albüm, film ve kitaplar.

Yılın filmi: Sarmaşık / Tolga Karaçelik

Sarmasik - Tolga KaracelikGişe Memuru‘yla tanıdığımız Tolga Karaçelik’in yazıp yönettiği Sarmaşık, izledikten sonra etkisinden kolay kolay çıkamayacağınız, müziğinden sahnelerine, karakterlerinden olay döngüsüne kendinizi ara ara düşünürken yakalayacağınız bir film.

Bir armatörün iflas etmesi üzerine gemi Mısır açıklarında demir alır. Yasalara göre mürettebattan 6 kişi gemide kalmak zorundadır. Armatör gemiyi sattığında maaşlarını ilk alacak kişiler olma ümidiyle kalanlar arasında anlaşmazlıklar giderek artar, gerilimin dozu yükselir.

Film Altın Portakal’da topladığı ödüllerin yanı sıra konuşmaların sansürlenmesi ve para ödülünün verilmemesiyle gündeme geldi. Ama bizce başta Nadir Sarıbacak olmak üzere tüm ekibin tüyler ürpertici oyunculuğu, Cem Karaca’nın çarpıcı sesi, günümüzün toplumsal ve siyasi atmosferine göndermeleriyle yılın en iyi filmi olan Sarmaşık‘ı haberlere fazla takılmadan izlemelisiniz. Sinema sanatının ne kadar güzel olduğunu hatırlayacaksınız.

Uçma arzusu uyandırabilir: Birdman /Alejandro González Iñárritu 

Birdman - InarrituEskiden oynadığı süper kahraman rolünün gölgesinde kalmış bir oyuncunun hikâyesini anlatıyor Birdman. Unutulduğu, artık kimse için bir anlam ifade etmediği gerçeğiyle yüzleşmeye çalışan kahramanımız, Broadway’de edebi bir oyunda başrolle eleştirmenlerin gönlünü fethetmeyi planlıyor. Ama bir yandan kızı, bir yandan eski eşi, bir yandan sevgilisi, bir yandan tüm dikkatleri üstüne toplayan yardımcı oyuncu derken, üstüne altından kalkamayacağı kadar ağır bir yük biniyor.

Birdman hakikaten de sadece Batman‘le anılan başrolündeki Michael Keaton’ın bir Oscar adaylığıyla sahne ışıklarına dönmesini sağladı. Keaton büyüleyici, Edward Norton’sa ne kadar iyi bir oyuncu olduğunu hatırlatıyor seyircilere. Yine de bize göre filmin etkileyici yanı Iñárritu’nun dar alanlarda yaptığı uzun çekimler. Söz konusu Broadway oyununun Raymond Carver’dan olması da edebiyat severlerin hoşuna gidebilir.

Rock müzik dinleyerek hız yapma arzusu uyandırabilir: Mad Max: Fury Road / George Miller

Mahşer günü sonrasına benzeyen distopik bir dünyadayız. Bir kadın (Charlize Theron), genç kızları damızlık misali haremine hapseden ve hayatta kalabilmek için kan transferine ihtiyaç duyan askerler yaratan zorba lidere başkaldırarak doğduğu topraklara doğru yola koyulur. Elbette Max’in yardımıyla.

Az diyalog, bol aksiyon ve Mad Max‘in vazgeçilmezi, hız. Hepsine bir de etkileyici müzik eklenince, Mad Max: Fury Road tam bir fırtınaya dönüşüyor — seyircide tekrar tekrar maruz kalma arzusu uyandıran bir fırtınaya.

Yılın belgeseli: CitizenfourLaura Poitras 

Citizenfour, NSA’in gizli belgelerini ifşa ederek küresel bir sansasyon yaratan Edward Snowden’ın, hikâyeyi ilk yayımlayan gazetecilerle Hong Kong’da buluşmasını ve olayların nasıl geliştiğini konu alan bir belgesel. Böyle büyük bir olayı siyasetçilerin ya da farklı medya kuruluşlarının yorumları ve önyargıları olmadan izleyebilmek, ne büyük bir gizlilik ve paranoya içinde yürütüldüğüne tanık olmak, ayrıca tüm ülkelerin öcüymüş gibi peşinde koştuğu adamın sadece idealist (ve tabii çok zeki) bir genç olduğunu görmek gerçekten etkileyici.

Sıyırık kafalar: Relatos SalvajesDamián Szifrón 

Relatos SalvajesKısa kısa filmlerden oluşan Relatos Salvajes‘in (Vahşi Hikâyeler) temelinde intikam ve vahşet yatıyor. Birbirini aldatan eşler, yolda birbirine küfreden şoförler, belediyeye kafa tutan bir patlayıcı uzmanı, babasının katiliyle yıllar sonra karşılaşan kız… Hepsi de akla hayale sığmayacak yollarla intikam peşinde.

Yönetmen Szifrón bu vahşeti büyük bir incelikle işliyor. İnsanın en habis, en iğrenç, en çıkarcı yönlerini seyirciye kahkahalar attırarak anlatmak her baba yiğidin harcı değil. Bir yandan da neye uğradığınızı şaşırıyor, nasıl tepki vereceğinizi bilemiyorsunuz. Arjantin yapımı bu filmi izlerken bazı toplumsal meselelerin Türkiye’dekine ne kadar benzediğini görmek de ayrıca şaşırtıcı.

Düşen kahramanın tekrar ayağa kalkış hikâyesi: Southpaw /Antoine Fuqua 

Southpaw klasik bir spor filmi sayılabilir. Kariyerinin doruğundaki boksör eşini kaybedince çöküyor, sonra sıfırdan başlayarak yeniden yükseliyor. Unutulmuş ama usta bir antrenörle sıkı bir antremana başlayıp devletin elinden aldığı kızına kavuşabilmek için son bir boks karşılaşmasına çıkıyor.

Belki klişe bir hikâye; ama yönetmen Antoine Fuqua’nın elinde samimi ve duygu yüklü bir filme dönüşmüş. Hip hop hayranlarının film müziklerinden hoşlanacağını da not edelim. Janr sevenlerin kaçırmaması gereken bir film.

Yılın sinema olayı: Star Wars: The Force Awakens J.J. Abrams

Yeni Star Wars‘u henüz seyredemedik. Ama yılın, hatta son yılların en büyük sinema olayını buraya not düşmeden geçemezdik. J.J. Abrams’ın yönettiği Star Wars: The Force Awakens, genel olarak olumlu tepkilerle karşılaşmışa benziyor. Biz de yeni yılın ilk günlerinde heyecanla izleyeceğiz.

Website | + posts

2015’ten Kalanlar // Film” üzerine 7 yorum

Bir Cevap Yazın