Haftanın Eğlencesi: Pop kapsülleri

Süper kahraman sevdasıyla tanınan Fransız sanatçı Grégoire Guillemin, son çalışmasında yalnızca çizgi roman kahramanlarına değil, çeşit çeşit popüler kültür figürüne de –rock yıldızı, aktör, çizgi film kahramanları, edebi kahramanlar– yer vermiş. Bakınız aracılığıyla keşfettiğimiz sanatçının bu son serisinin çeşit çeşit posterleri, tişörtleri ve daha fazlası için buraya buyurabilirsiniz. Aşağıdaki resimden kimleri tanıdınız? (Resmi, sağ tıklaDevamı »

Haftanın Eğlencesi: Minimalist sanat akımı posterleri

Poster sevdamıza, sanat akımlarının minimalist poster çalışmalarıyla devam ediyoruz. Daha önce minimalist masal, dizi, ressam vb. posterlerini görmüş ve çok sevmiştik, ama tüm sanat akımlarının, kendi başına bir sanat akımı olan minimalizm ekolünden örneklendirilmesini daha da ilginç bulduk. Bir gün, örneğin “sürrealist sanat akımı posterleri” gibi bir çalışmayla karşılaşır mıyız, diye merak içindeyiz.

Fas kökenli Fransız tasarımcı Amahouo Outmane‘ye ait bu posterleri biz şahane bir site olan Sanat Blog‘da gördük. Onlar da bu vesileyle her bir akımın altına Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi‘nden aldıkları tanımları yazmışlar, bizim de alıntılamamızı mazur göreceklerini umuyoruz.

Devamı »

Kâğıt işleri

Avusturalyalı tasarımcı Bianca Chang, bir süredir elle kesilmiş grafik kâğıt heykellerden oluşan bir dizinin çalışmalarını sürdürüyor. Üç boyutlu harfler ile üzerlerindeki gölge oyunlarıyla ilgilenen genç tasarımcı, birçok işinde %100 geri dönüştürülmüş kâğıt kullanarak kâğıt tüketiminin etkisi azaltmakla kalmıyor, ama aynı zamanda genellikle tek kullanımlık olan bir aracı uzun soluklu bir sanat eserine dönüştürmeyi amaçlıyor. Halen Mark Gowing Design‘da çalışmaktan olan Chang’in portfolyosuna internet sitesinden göz atabilir, yazının devamında sanatçının çalışma videosunu bulabilirsiniz.Devamı »

Kitap tabağa düşünce

Amerika’da bir grup okur ve kütüphaneci, yeter içerilerde okuduğumuz, demişler ve okuma eylemini sokağa taşımışlar. Hatta sesli sesli okumuş, gelene geçene laf atmışlar. Kendilerine Reading in Public adını veren grup, sanatın sınırlarını sorgulamak, kamusal alanda okuma fikri üzerine eğilmek istemiş. Eylemin doğası gereği fazlaca yerel olduğundan paylaşmak için bir yol arayıp, sanatçılardan yardım almışlar. Sonunda okunan kitaplar tabaklara düşmüş. “Tabakta kitap kapağı” olarak kısaltılabilecek, ancak aslında kitaptan esinlenilmiş özel görseller içeren bu fikre bayıldık. Böyle bir koleksiyon yapılsa alırız! En sevdiklerimizi yazının devamında görebilirsiniz. Burada olmayıp da aslında şahane tabağa düşermiş dediklerimiz de var. Bir gönüllü/gönüllüler çıksa beraber kitapları tabaklara taşısak diye bekliyoruz…Devamı »

Haftanın Eğlencesi: İkonik ressamlar

Geçtiğimiz aylarda Haftanın Eğlencesi bölümünde poster tutkumuz ile minimalist çalışmalara duyduğumuz aşkı bir araya getirerek, Eurydyka Kata ve Rafał Szczawiński‘nin minimalist televizyon dizisi posterlerine yer vermiştik. İkili, dizi postlerlerinin gördüğü ilgiden sonra, meşhur ressamlarla ilgili olarak benzer bir çalışmaya başlamış. “Iconic Painters to Guess” (Tahmin Etmek Üzere İkonik Ressamlar) adlı üç bölümlük serinin ilk bölümünü aşağıda bulabilirsiniz. Posterlerin hangi ressamları temsil ettiğini merak ediyorsanız her bir resmin altında beyaz olarak gizlenmiş metni seçmeniz yeterli.

Devamı »

Tanışınız: UbuWeb

UbuWeb sayesinde daha önce Bukowski’nin kendi metinlerini okuduğu ses kayıtlarını ve Dalí New York’ta belgeselini sizlerle paylaşmıştık. Bugün siteyi biraz daha detaylı incelemek istiyoruz. Zira Ekşi Sözlük’ten Karia’nın da dediği gibi, burası bir “müstakil dijital sanat manifestosu”. Reklam yok, üyelik yok; bezdiren hiçbir müdahale olmadan, dijital ortama aktarılabilecek ve ucundan köşesinden ya da göbeğinden avangard sayılabilecek her türlü metin, ses kaydı ve videoyu burada bulmak mümkün. İnternet dallanıp budaklandıkça aslında aklımızı da bulandırdığı ve esaslı okumalardan, dinlemelerden uzak tuttuğu; ekran karşısında vakit geçirmekten eski keyiflerimizi unuttuğumuz söylenir durur. UbuWeb insana, hayır öyle değil, internet sayesinde bedava Rimbaud belgeseli seyretmek, Maurice Blanchot okumak mümkün, dedirtiyor.Devamı »

Yiyeceklerden nesneler

Yemek Kültürü bölümümüzde kalorilerin siyasetinden Miles Davis’in etli kurufasülye tarifine kadar birçok habere yer verdikten sonra, şimdi de huzurlarınıza gerçekten farklı ve eğlenceli bir çalışmayla çıkıyoruz: Çeşitli yiyeceklerden hazırlanan nesneler. Dan Cretu portakal kabuğu, salam, domates, patlamış mısır vb. gördüğünde zihninde yeni bir yemek tarifi değil, spor ayakkabılar, bisikletler, fotoğraf makineleri canlanıyor. Bunların zihninde canlanmasıyla da yetinmiyor, hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. Böylece, Flavorwire aracılığıyla karşılaştığımız bu eğlenceli işler ortaya çıkıyor. Dikkat, karnınız acıkabilir.

The Beatles: albüm, konser, sergi

Haziranın başı The Beatles’ın pop müziği değiştiren albümleri “Sgt Peppers Lonely Hearts Club Band“in çıkışının yıldönümüydü. İlk defa şarkı sözlerinin şimdi çoktan alıştığımız tarzda basılıp albüme eklendiği, yine ilk defa şarkıların arasında duraklama olmayan albümün müzik tarihindeki önemiyle ilgili şu uzun, bol anektodlu, pek detaylı yazıya bakabilirsiniz. Paul McCartney’nin nasıl olup da bu yenilikçi albümü tasarladıklarının açıklamasını oradan kısaltarak çeviriyoruz:

The Beatles olmaktan çok sıkılmıştık. Artık genç oğlanlar değildik, artık adam olmuştuk. Bütün bu gençlik meseleleri, o bağırış çağırışlar çoktan bitmişti. Üstelik artık kendimizi çıkıp şarkı söyleyen performansçılar olarak değil, sanatçı olarak görüyorduk. John ve ben yazıyordum, George yazıyordu, filmler yapmıştık, John kitaplar yazmıştı. Artık sanatçı Devamı »

Ölen gazetecilerin anısına bir daktilo çalışması

Ne yazık ki Türkiye’de basın hakların ihlali, yabancı olduğumuz bir konu değil. Gazetecilerin konuşma özgürlüğü gitgide daha yoğun bir şekilde bastırılırken, birçoğunun yaşam özgürlüğü de ellerinden alınmakta. Henüz dün “dışarıdaki” gazeteciler “içeridekiler” için yürümüşken, bu sabah karşılaştığımız bu sanat çalışması bizim için daha da anlamlı bir hale geldi. Kendini “interaktif sanat yönetmeni” olarak tanımlayan Julian Koschwitz, tüm dünyada 1992’den bugüne ölen gazetecilerin anısına “On Journalism” (Gazetecilik üzerine) adında iki parçalı bir sanat projesi hazırlamış. Çalışmanın birinci bölümü olan “News“ta (Haberler), belirli ülkelerin haberleri, basın özgürlüğü ile ülkedeki gazetecilerin durumuna göre görsel olarak karalanıyor, bozuluyor. Resim ne kadar bozuksa, o ülkede son 20 yıl içinde gazetecilerin durumu o kadar Devamı »

Tanışınız: Feasting on Art

Tanışınız: bölümümüzde bugüne dek –tesadüfen– sinemayla ilgili sitelerden örneklerle ilerlemiştik. Öte yandan Koltukname’de edebiyat ve yemek ilişkisine değindiğimiz, hatta tarifler verdiğimiz oldu. Şimdi de güçlerimizi birleştirip bu ilişkiyi resim üzerinden kuran Feasting on Art‘tan (Sanattan Ziyafet Çekmek) bahsetmek istiyoruz. Ünlü yemek magazini Saveur‘ün “Sites We Love” (Sevdiğimiz Siteler) arasında gösterdiği, üçüncü yılına giren Feasting on Art, hız kaybetmeyen, aksine kendini geliştirip güzelleştiren sitelerden. (Söylemeden geçmeyelim: Saveur 2012 Ödülleri açıklandı. En iyi seyahat blog‘larında Istanbul Eats, Yılın En İyi Yemek Yazısı ise Café Fernando‘nun Chez Panisse yazısı birinci  oldular).Devamı »

Numune kutularında portreler

New York, Croton Falls’lu sanatçı Michael Mapes, numune kutularında gerçekten etkileyici portreler yaratıyor. Çektiği fotoğrafları parçalara ayrıdıktan sonra parçalarını kelebek iğneleriyle tutturan, küçük büyüteçlerin arasına sıkıştıran ve yuvarlayarak ufak tüplere koyan Mapes’in çalışmaları bir o kadar da rahatsız edici. Flavorwire’ın dediği gibi, “Portreler izleyicinin kendini aynı anda hem bilimsel gözlemci hem de gözlemlenen gibi, hem deli bilim adamı hem de parçalanmış nesne gibi hissetmesine yol açıyor.” Bizim aklımıza da ister istemez John Fowles‘un Koleksiyoncu‘su geliyor; özellikle de kitapta yalnızca âşık olduğu kızı zindana kapatan “koleksiyoncu”nun değil, aynı zamanda mahkûm kızın sesini de duyduğumuz için.

H_1

Devamı »

Yakalandın Bob!

New York’un prestijli sanat galerisi Gagosian Gallery, Bob Dylan’ın resim çalışmalarını geçtiğimiz eylül ayında sanat severlere The Asia Series (Asya Dizisi) adı altında sundu. Dylan, Çin, Japonya, Güney Kore ve Vietnam’a yaptığı seyahatlerine ait, kendi resimlerinden oluşan görsel bir ajanda oluşturmuştu. New York sanat camiasında elbette yer yerinden oynadı, zira söz konusu olan böyle kült bir karakterse, işlerin başka türlü yürümesi beklenemez. Serginin alt başlığı olarak, First hand depictions of people, street scenes, architecture and landscape (İnsanlar, sokak manzaraları, mimari ve doğanın ilk elden [elbette Dylan’ın elinden] anlatımı) seçilmişti. Ama söz konusu anlatımların ilk elden oldukları konusunda şüphelerin oluşması uzun sürmedi.Devamı »

İki şehir bir çetele: Paris-New York karşılaştırması

le réalisateur

Fransız grafik tasarımcı Vahram Muratyan’nın Paris ve New York’u çeşitli detaylar, klişeler ve tezatlar üzerinden yorumladığı posterlerinin yayımladığı blogu Paris Versus New York kısa sürede milyonlarca tık almayı başarınca, Ocak 2012’de Amerikalı yayınevi Penguin posterlerin toplandığı bir kitap yayımladı. Bu iki ünlü şehrin sembollerini, popüler kültür ikonlarını ve gündelik hayat ayrıntılarını incelikli, renkli, sade ve zekice karşılaştırıp yorumlayan sanatçının işlerini buradan satın almak da mümkün.Devamı »

Haftanın Eğlencesi: Sualtı boya fotoğrafları

İtalyan grafik tasarımcı Alberto Seveso, suya damlattığı renkli boyaları fotoğraflayarak gerçekten etkileyici bir işe imza atmış. Daha önce de “sperm şekillendirmesi” adını verdiği bir fotoğraf tekniğiyle ilgilenen Seveso’nun a due colori ve Ink Rider adlı çalışmalarından örnekleri aşağıda bulabilirsiniz. Portfolyosu için buraya, şahsi internet sitesi için de buraya buyurunuz.

sualti1

Devamı »

Son avangard Ankara’da

Walter Benjamin, Mohandas Karamchand Ghandi, Aldous Huxley, James Joyce, Sigmund Freud, Gustav Mahler ve Jacques Derrida. Rasgele sıralanmış bu önemli isimler arasında muhtelif şekillerde ilişki kurulabilir, kimi fazlaca zorlama da olsa. Biz bir tane söyleyelim; bu isimlerin bir ortak noktası, hepsinin İtalyan ressam Valerio Adami tarafından çizilmiş birer portrelerinin bulunması.

Sigmund Freud, 1972

Derrida 1978 yılında yayımlanan The Truth in Painting (Resmin Hakikati) kitabında yer alan “+R: Into the Bargain” başlıklı yazısında, ressam Valerio Adami’nin 1975’de Paris’te düzenlenen Le Voyage du dessin (Çizimin Yolculuğu) adlı sergisindeki işlerini ele almıştı. Belirtmekte fayda var, henüz Türkçe çevirisi olmayan kitap Derrida’nın sanatı ve estetiği nasıl ele aldığını anlamak için oldukça önemli bir kaynak. Ali Artun e-skop’taki yazısında son avangard olarak tanımladığı Adami’nin benzer şekilde pop sanatla uğraşan Warhol öncülüğündeki Amerikalı emsallerinden ayrı tutulması gerektiğinin altını çiziyor. Ve Adami’nin resmi hakkında şunları söylüyor:Devamı »

Fukushima…

Geçen sene dünyayı sarsan olaylardan biri de Japonya’daki deprem, tsunami ve sonrasında gelen nükleer felaket oldu. Satoru Niwa hem Mısır’da geçen sene bu vakit olanları hem de Fukushima’da tüm bu felaketler sonrası gelen karantinayı çekmiş. Bölge Japonya’nın geri kalanına kapatıldıktan sonra oraya gitmiş. Fotoğrafçının hem Mısır hem de Fukushima dosyalarına buradan ulaşabilirsiniz. Gerçekten acele bırakılmış bir günlük yaşamı ve yerle bir olmuş bir yerleşim…

Moskova sokaklarını grafitiye bürüyen adam

Moskova sokaklarını sanatına bürüyen grafiti sanatçısı P183, yeni bir Banksy olarak nitelendiriliyor. Çalışmalarına şöyle bir göz gezdirdiğimizde, bazıları stil olarak Banksy’ninkileri andırsa da, asıl benzerliğin çalışmaların siyasi içeriğinden kaynaklandığını düşünüyoruz. Nitekim P183, yalnızca duvarları boyamakla kalmıyor, çizdiği meşaleleri tutuşturuyor, polislere uçan tekme atıyor ve çalışmalarını YouTube’taki kanalında sergiliyor.

Aşağıda, çalışmalarından bir seçki bulabilirsiniz. (Flavorwire aracılığıyla)Devamı »

IKEA’da sanatsal heyecan — mümkün mü?

Dünyanın neresinde yaşarsanız yaşayın birbirinin tıpkısının aynısı evlerde oturabilmenizi sağlayan, evinizin her şeyi IKEA, geçtiğimiz günlerde beklenmedik bir sergiye ev sahipliği yapmış. Bant Mag.’in haberine göre, İstanbul Ümraniye’de, mağazanın çeşitli bölümlerinde gösterilen IKEA reklam filminin DVD’lerini ele geçiren sanatçı, içlerine IKEA cetvelleriyle kırbaçlanan çıplak bir figürün birkaç saniyelik görsellerini koyduktan sonra bunları mağazaya geri dağıtmış. Böylece ortaya yukardaki gibi bir görüntü çıkmış.

Sanatçı bununla da yetinmemiş, mağazada satılanDevamı »