Henry Miller’ı etkileyen 100 kitap

henrymiller1Oğlak Dönencesi ve Yengeç Dönencesi gibi kitaplarıyla 20. yüzyılın en önemli yazarlarından sayılan Henry Miller’ın daha önce Anaïs Nin’le mektuplaşmasına, bisikletiyle ilişkisine ve ressamlığa soyunmasına yer vermiştik. Bugün de yazarı en çok etkileyen 100 kitaplık bir listeyle karşınızdayız.

The Books in My Life (Hayatımdaki Kitaplar) adlı eserinin sonunda yer verdiği listeye Open Culture’da rastladık. Kitabın tamamına bir gün Türkçede de ulaşabilmeyi diliyoruz. Ama şimdilik, Miller’ın “Beni En Çok Etkileyen 100 Kitap” listesini, Türkçeye çevrilenlerin çevirmenlerini not düşüp bağlantılarını vererek sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Kitap keşiflerinize yol göstermesi dileğiyle!

Miller’ın, “dönenceler” ve Chlichy’de Sessiz Günler’i, Avi Pardo çevirisiyle Siren Yayınları’nda. Farklı farklı eserlerinin artık sadece sahaflarda bulunan eski baskılarını ise Nadir Kitap’tan görebilirsiniz. Aşağıdakine benzer listeler için bkz. Joan Didion ve Donald Barthelme.Devamı »

Henry Miller’dan Anaïs Nin’e: “Tenimde senden parçalarla ayrıldım yanından”

henrynin.jpg

Çağdaş klasik yazarların başında gelen iki isim: Henry Miller ve Anaïs Nin. 1932’de, Paris’te tanıştıktan sonra, evli olmalarına rağmen birlikte olmaya başlayan sevgililer. İkilinin uzun yıllar süren tutkulu aşk ilişkisi, aralarında yoğun bir mektuplaşmanın başlamasına neden olmuştu. Aşağıda bu mektuplaşmanın çarpıcı bir örneğini bulabilirsiniz: Miller’dan Nin’e, ilişkilerinin henüz başlarındayken yazılan bir aşk mektubu.

Yazarların eserlerini okumak isteyenler için Türkçede ulaşılabilecek kitaplar şöyle: Miller’ın Yengeç Dönencesi ile Clichy’de Sessiz Günler‘i, Avi Pardo çevirisiyle Siren Yayınları’nda, Uykusuzluk‘u ise Notos Kitap’taOğlak Dönencesi de yakında Siren’de. Anaïs Nin’in eserleriyse Püren Özgören çevirisiyle Everest Yayınları’nda. Yani iki yazarın da Türkçe çevirmen açısından şanslı olduğu söylenebilir. (Des Lettres aracılığıyla.)

14 Ağustos 1932

[Anaïs]

Bir daha aklıselime kavuşabileceğimden emin değilim. Mantıklı davranalım. Bu bir Louveciennes evliliği oldu, yadsıyamazsın. Tenimde senden parçalarla ayrıldım yanından; bir kan okyanusunda, senin arı ama zehirli Endülüs kanının okyanusunda yürüyorum, yüzüyorum. Yaptığım, söylediğim, düşündüğüm her şey bu evlilik ekseninde dönüp duruyor. Seni evin hanımefendisi olarak gördüm, koyu tenli bir Mağripli, beyaz bedenli bir zenci, tüm bedeni her yanı gözden ibaret — kadın, kadın, kadın. Senden uzakta yaşamaya nasıl devam edebileceğimi bilemiyorum. Bu ayrılıklar ölüm artık. Hugo geri dönünce ne hissettin? Ben hâlâ orada mıydım? Onunlayken de benimle olduğun gibi olduğunu hayal edemiyorum. Sıkıştırılmış bacaklar. Kırılganlık. İhanet edenin tatlı boyun eğişi. Kuş uysallığı. Benimle tekrar kadın oldun. Neredeyse dehşete kapılmıştım. Otuz yaşında değilsin — bin yaşındasın adeta.Devamı »

Haftanın Eğlencesi: Yazarlar ve bisikletleri

Çoğu kişi İstanbul’da bisiklet sürmeye kalkışmanın delilik olduğunu söyleyecektir: Öldürücü trafikten kurtulduğunuz anda kendinizi koca bir yokuşla karşı karşıya bulma ihtimaliniz fazlasıyla yüksektir. Tüm bu itirazcılara meydan okuyanlar da yok değil hani. Biz de bir yandan düz şehirlere özenirken, diğer yandan trafik düzenlemeleri ve düzgün (kentsel dönüşüm olmayan) bir şehir planlamacılığıyla İstanbul sokaklarında da bisiklete yer açılabileceğini düşünüyoruz. Tabii önce şehir sakinlerinin bu talepte bulunması gerekiyor. İşte bu bağlamda, daha fazla edebiyat severi bisiklet düşkünü yapacağını umduğumuz bir fotoğraf dizisi: Yazarlar ve bisikletleri. (Flavorwire aracılığıyla.)

Sylvia Plath
Sylvia Plath (18 yaşındayken)

Devamı »

Ressamlığa soyunan yazarlar

Yaratıcı insanlar kendilerine uzmanlaşacak bir alan seçseler bile, çoğunlukla diğer sanat dallarını tamamen terk etmekte zorlanırlar. Bu yüzdendir ki sanatçı kavramının bin bir türlü açılımı vardır; hatta bazen esnekliğiyle insanları usandırır (bkz. insan üstü yaratık, James Franco).

Ama bugün o usandırıcı çalışmalara değil, kelimelerden uzaklaşmak isteyen yazarlara yer veriyoruz. Goethe, Proust ve Fitzgerald, bazen dilin sınırlandırmalarından kurtulabilmek adına kalemi kaldırıp eline fırçayı alan yazarlardan birkaçı. Sonuçlar aşağıdaki gibi. (Melville House aracılığıyla.)

images
“Bir Manzaradaki Gezginler”, Johann Wolfgang von Goethe, 1787

Devamı »