Vicdan

richard
III. Richard’ın, bir otoparkın altında bulunan kemikleri.

 

Yok, pek bulaşmak istemem ona…
Ürkek yapıyor insanı; çalacak olsan suçlar,
Küfredersin ayıplar;
Komşunun karısıyla yatamazsın, yakalar;
Vicdan, insanın içinde durmadan başkaldıran
Yüzü kızaran, utangaç bir ruhtur.
Hep sorun yaratır: Bir gün
Rastlantıyla bulduğum bir kese altını
Zorla geri verdirdi sahibine
Eğer vicdana sahipsen hazır ol dilenmeye.
Tehlikeli diye kovulur kentlerden, kasabalardan.
İyi yaşamak isteyen insan kendine güvenir,
Onsuz yaşamaya çalışır.

 

III. Richard, William Shakespeare, Çev. Özdemir Nutku, İş Bankası Kültür Yayınları

Sand’dan Flaubert’e: “Edebiyatı fazla seviyorsun; o seni öldürecek”

sandflaubert

19. yüzyılın en önemli yazarlarından biri olan George Sand’dan, yüzyılın yine bir başka önemli yazarı, Gustave Flaubert’e bir mektup paylaşıyoruz sizlerle bu sefer de. Sand, müstearıyla, güçlü kişiliğiyle, fırtınalı hayatıyla ve dönemin en önemli sanatçı ve edebiyatçılarıyla kurduğu ilişkileriyle tanınan bir yazar.

Flaubert’e yazdığı aşağıdaki mektup, hayata dair yorumlarıyla insanı heyecanlandırıyor, hüzünlendiriyor, gülümsetiyor. Ayrıca kimi yorumlar, son dönemde hep olduğu gibi, akla ister istemez ülke gündemini getiriyor:

İnsan hayatı değişik ölçülerde hissedebilir, değişik ölçülerde anlayabilir, dolayısıyla çektiği acının derecesi de farklıdır. İnsan yaşadığı çağın ne kadar önündeyse, o kadar çok acı çeker… Edebiyatı fazla seviyorsun; o seni öldürecek ama sen insanların aptallığını yok edemeyeceksin.

Yazarın kitaplarına Oğlak Yayınları ile İş Bankası Yayınları‘ndan ulaşabilirsiniz. Mektubu bizler için bulup çeviren Birsel Uzma‘ya teşekkür ediyoruz. İlgilenenler için: Koltukname’nin mektup dosyasında de Sade, Camus, Bergman, Steinbeck ve daha nice edebiyatçılar var. (Des Lettres aracılığıyla.)Devamı »

2013 Tüyap İstanbul Kitap Fuarı’ndaki yayınevi indirimleri

Geçtiğimiz yıl, Tüyap İstanbul Kitap Fuarı’nı gezmek isteyen okurlar, o uzun ince yola düşmeden önce sevdikleri yayınevlerinin indirimlerinden haberdar olmak isteyebilir düşüncesiyle hazırladığımız indirim listesini, bugün fuarı bizzat gezerek güncellemiş bulunuyoruz. Bu yıl 32. düzenlenen fuarda indirimler ne artmış ne azalmış (yalnızca İletişim 30. yılına özel olarak %30 indirim uyguluyor), dolayısıyla listede çok büyük bir oynama olmadı ama listeye geçtiğimiz yıl gözümüzden kaçmış olan birçok yeni yayınevi eklendi.

Lafı daha fazla uzatmadan, huzurlarınızda 32. Tüyap İstanbul Kitap Fuarı’ndaki yayınevi indirimleri:Devamı »

Tomris Uyar’dan Leylâ Erbil öykücülüğü üstüne: “Hadi ülkemizde özgürlük yasak da özgünlük de mi yasak?”

Türkçe edebiyatın önde gelen isimlerinden Leylâ Erbil, dün hayatını kaybetti. 82 yaşındaki yazar bir süredir Balat Hastanesi’nde lösemi nedeniyle tedavi görüyordu.

Erbil’in kendisi ve eserleri hakkında birçok şey söylenebilir elbette. Ama biz sözü bir başka ustaya, Tomris Uyar’a bırakmak istedik. İşte Uyar’ın 1997’de, Düşler/Öyküler dergisinde yayımlanan “Leylâ Erbil Öykücülüğü Üstüne” adlı yazısından alıntılar:

Leylâ Erbil’in ilk öykü kitabı Hallaç (1961), rastlanmadıklığıyla kafamı hallaç pamuğuna çevirdi diyebilirim. Beckett’ten yapılan alıntı, “Hiçbir şey hiç’ten daha gerçek değildir” okura öykülerin dünyası hakkında önemli bir ipucu veriyordu ama yalnızca bir ipucu.

1960’larda Leylâ Erbil’in kuşaktaşı sayılabilecek yazarların çoğu varoluşçuluk akımıyla tanışıktırlar; bunalım, saçma, hiçlik, bireyin bunaltısı, sıkça işledikleri temalardı. Erbil’in şaşırtıcılığıysa, bu temaları Batılı yazarlar gibi adı belirsiz bir ülkede, hatta düşsel bir mekânda yaşayan soyut kişiler aracılığıyla değil, bu ülkede yaşayan, çeşitli sınıflardan gelme somut bireylerin “ağzından duyurması”ydı.

Hallaç, alışıldık, aşınmış düşünce kalıplarına olduğu kadar beylik edebiyat kalıplarına da karşı çıkacak bir yazarın başkaldırı serüveninin başlangıcıydı.Devamı »

Yeni çıkan akademik kitaplar // Aralık 2012

Akademik alanda yeni yayımlanan kitaplar listemizle bir kez daha karşınızdayız. Listede, sadece akademisyenlere hitap etmeyen ama kurmaca ya da anı da olmayan tarih, sanat tarihi, felsefe, siyaset, sanat ve edebiyat üzerine çalışmalardan seçkiler yaptık. Son aylarda bu alanlarda listeye almak istediğimiz ve yeni kitaplar basan yayınevlerine yer verdik.

Hazırlık aşamasında kişisel yönelimlerimiz de rol oynadığı açık: Nitekim bu listeyle, tüm yeni çıkanları haber vermektense, bir seçme sunarak daha önce belki de aklımıza düşmemiş ya da düşüp de unuttuğumuz konularda okumalar yapmak için hem kendimizi hem de sizleri teşvik etmeyi umuyoruz. Kitap listelerinin en çok romanlardan, bazen de anılardan oluştuğu memleketimizde, başkalarının da daha fazla ve daha sürekli bir biçimde kurmaca olmayan eser listeleri hazırlayacağına dair de bir hayalimiz var.

Gözden kaçırdıklarımızı, bu aylarda şahane kitap basıp da fark etmediklerimizi lütfen yorumla ya da e-postayla bize hatırlatın. Liste tekrarladıkça ve hep beraber kullandıkça gelişecek.Devamı »

Dünya Kitap Yılın En İyileri Ödülleri 2012

Dünya Kitap‘ın yirmi yıldır düzenlediği Yılın En İyileri Ödülleri’nin 2012 kazananları açıklandı. Son senelerde kitap fuarı sırasında Tüyap’ta verilen ödüller bu sene 7 Aralık’ta yapılacak ayrı bir törenle sahiplerini bulacak. Her ay yayımlanan eserler arasından bir telif kitap, bir de çeviri kitap seçtikten sonra aralarından en iyileri belirleyen seçici kurul, Refik Durbaş, Doğan Hızlan, Semih Gümüş, Selim İleri, Deniz Kavukçuoğlu, İlknur Özdemir, Faruk Şüyün, Feyzan Top ve “Dünya Temsilcisi”nden oluşuyor. İşte Yılın En İyileri Ödülü’nün adayları ve kazananlar:Devamı »

Tüyap İstanbul Kitap Fuarı’ndaki yayınevi indirimleri

31. Tüyap İstanbul Kitap Fuarı son hızıyla devam ediyor. Geçen yıllarda sık sık gündeme gelen uzaklık tartışmaları, özellikle de metrobüsün Tüyap’a kadar gitmesiyle bu yıl dinmiş görünüyor. Metrobüsle trafik derdi olmasa da, metrobüsün kendi çilesi var — biz yine de buradan Taksim’de yer alacak bir kitap fuarının hayalini kurduğumuzu belirtelim.

Bir yandan mesafe şikâyetleri azalırken, diğer yandan indirim yetersizliğinin gitgide daha fazla insanın dikkatini çektiğini görüyoruz (örnek ve örnek). Tüm kitap eklerinde boy boy stand numaraları, etkinlik programları yer alırken hangi yayınevinin ne kadar indirim yaptığının hiçbir yerde kayıtlı olmaması büyük bir eksiklik. Biz de geçen yıl fuardan kitap almaktansa, sonra daha ucuza alınacak kitapları not düşen okurlar olarak, bu yılki fuar ziyaretimizde sizlere bir yayınevi indirim listesi hazırladık.Devamı »

Yeni çıkan akademik kitaplar // Ekim 2012

Sonbahar 2012 kitapları” haberimizde, özgün kitap listeleri hazırlamayı planladığımızı belirtmiştik. Ve şimdi, her ay devam etmeyi umduğumuz bir liste çalışmasıyla karşınızdayız: Akademik alanda yeni yayımlanan kitaplar. Listede, sadece akademisyenlere hitap etmeyen ama kurmaca ya da anı da olmayan tarih, sanat tarihi, felsefe, siyaset, sanat ve edebiyat üzerine çalışmalardan seçkiler yaptık. Son bir iki ayda bu alanlarda listeye almak istediğimiz ve yeni kitaplar basan yayınevlerine yer verdik. Bir sonraki ay listeye giren yayınevleri farklılaşabilir elbette. Bu listenin hazırlığında kendi kişisel yönelimlerimiz de rol oynadığı açık.Devamı »

Sonbahar 2012 kitapları

Koltukname’de daha önce, Elif Tanrıyar’ın Sabah Kitap için hazırladığı “Bahar 2012 kitapları” listesine yer vermiş, gördüğü ilgi karşısında kendimiz bir yaz kitapları listesi hazırlamak istemiştik. Ne yazık ki yayınevlerinden destek alamayınca hevesimiz kursağımızda kalmıştı. Elbette bu kitap listelerine küseceğimiz anlamına gelmiyor, hatta mevcutta özgün listeler hazırlama planlarımız devam etmekte. Ama bu sırada, bir okurumuzun isteği üzerine, yine Sabah Kitap‘ta çıkan Sonbahar 2012 kitaplarını sayfamıza taşıyoruz.

Yurtiçinde de, yurtdışında da kitap fuarı anlamına gelen sonbahar döneminde Türk yayınevleri Türkçe yazarlara eğilim göstermiş. Listede en çok “transferler” ilgi çekiyor. Latife Tekin İletişim Yayınları’na geçmiş, Mehmet Murat Some Sel Yayınları’na, Tuna Kiremitçi ise Kırmızı Kedi’ye. Klasiklerden Sait Faik’in kitapları ise artık İş Bankası’ndan çıkacakmış (açıkçasıDevamı »

Bahar 2012 kitapları

Her ayın ilk perşembe günü çıktığını sandığımız Ayın ikinci cuması çıkan Sabah Kitap‘ın dünkü sayısında Elif Tanrıyar birçok yayınevinin bahar listelerine yer vermiş. “Bahar”dan kasıtın nisanın ikinci yarısı ve mayıs ayı olduğunu varsaydığımız listede heyecan verici başlıklar var.

Ayrıntı Yayınları, daha önce burada ve burada bahsettiğimiz gibi, Daniel Martin‘le birlikte Fowles kitaplığını tamamlamada büyük bir adım attı. Yayınevi aynı zamanda Chuck Palahniuk’lere de Pigme‘yle devam edecekmiş. Edebiyat dışı kitaplardan İngiliz İşçi Sınıfının Durumu öne çıkıyor. Fakat bizi en çok heyecanlandıran Patricia Highsmith’in Ripley’si oldu. Listede yalnızca Bay Ripley olarak geçiyor, acaba bu Yetenekli Bay Ripley mi demek, yoksa daha önce yayımlanmamış kitaplarıyla birlikte tüm Ripley serisininDevamı »

Sherlock hakkında her şey

Everest Yayınları, Türk yayıncıların geleceğe yönelik projelerini açıklamadıklarına dair şikâyetimizi duymuş gibi. Nitekim Sabah‘taki bir yazıya göre, yayınevinin bizi de çok heyecanlandıran haberleri var: Edebiyat tarihinin gelmiş geçmiş en meşhur dedektiflerinden Sherlock Holmes, dudak uçuklatacak bir baskıyla Türkçeleştiriliyor. Bu, Critical Editions (Açıklamalı Baskılar) ve dünya edebiyatı, İngiliz edebiyatı, Amerikan edebiyatı antolojileri gibi dizileriyle gönüllerimizi fethetmiş W.W. Norton Yayınevi‘nin yine muazzam bir dizisi kapsamında yayımlanan The New Annotated Sherlock Holmes baskısı. Üç ciltten oluşan baskı (bir önceki linkteki de üçüncü cilt), Sir Arthur Conan Doyle’ın Sherlock Holmes‘u içeren öykü ve romanDevamı »

70’lik telif hakları üzerine

Günümüzde kabul edilen Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu‘na göre, yazarların teliflerinin kalkması için ölümlerinin üzerinden 70 yıl geçmiş olması gerekiyor. Aslında bu, Avrupa Birliği’nin belirlediği bir süre. Türkiye, 1990’ların ortasında, Avrupa Birliği’ne girme süreci dahilinde kendi telif hakları yasasını onlarınkiyle uyumlu hale getirerek aynı şartları kabul ediyor. Bugün basılmayan birçok yazarın eski çevirilerine ulaşılabilmesinin sebebi de yakın bir süre öncesine kadar böyle bir yasanın mevcut olmayışı zaten. Hatta eskiden çeviri edebiyatın daha çok basılmasının sebebi de yabancı Devamı »