İskenderiye Kütüphanesi’nde skandal

Mısır’da İskenderiye Kütüphanesi (Bibliotheca Alexandrina) hem tarihi yıkılışı hem de yeniden yapılışıyla çok fazla gerilimi, savaşı ve çatışmayı kendi kurumsal özgeçmişi içerisinde özetleyebiliyor. En son olarak geçen sene şubat ayında Hüsnü Mübarek’in başkanlığına son veren halk ayaklanması sırasında gündeme gelmişti.

Takip edenler hatırlayacaktır, Kahire başta olmak üzere Mısır’ın büyük kentlerinin meydanlarını işgal eden halk, özellikle de gençler, buraları Mübarek gidene kadar geri vermeyi reddetmiş ve saldıran polis güçlerine karşı bu kamusal alanları korumuşlardı. Elbette Mübarek ve ekibi direnmeden gitmedi, zaten bir çoğu hâlâ gitmiş değil. Direnme çabalarının içinde parayla tuttukları “baltacı” olarak adlandırabilecek kentlerin en yoksul kesimlerinden getirilmiş insanlar vardı. Bu insanları düzenli devlet güçlerinin en azından Devamı »

Bir sorum var Bay Friedman: Sizce sonumuz iyi olacak mı?

New York Times‘ın demirbaş yorumcularından üç Pulitzer ödüllü Thomas Friedman‘ın Ortadoğu’da son olaylar üzerine bazı yazdıkları ve genel olarak çoğu yazısı üzerine kendinden geçen(!) bir grup kişi çok güzel bir site başlatmış. “Mr. Friedman, could I ask you a question?” (Bay Friedman, size bir soru sorabilir miyim?) başlıklı farklı yazılar, çoğu zaman ilginç görsellerle birlikte siteye ekleniyor. Arabist sayesinde keşfettiğimizden beri her gün bakıyoruz. Aşağıda görebileceğiniz bazı örneklerdeki Friedman tavrı Devamı »

Ortadoğu’da nefret

Arap ayaklanmaları, yabancı müdahaleler, Arap ülkelerinin birbirlerine müdahaleleri ve bütün bunlar arasında İran’a karşı bir kuşatmanın olduğu bu günlerde, nefret ve sevgi de daha fazla tartışılır oldu. Bir altüst oluş ve bu altüst oluşun yeniden düzenlenmesi çabası özellikle de Amerika ve AB’nin ısrarlı bakışları altında devam etmekte.  Bu yeniden düzenlenmeyi fırsat bilen Mona el Tahawy Foreign Policy‘nin “The Sex Issue“, yani seks konulu sayısında Arap kadınlarının halini tartışmaya açıyor.  El Tahawy geçen sene protestolar sırasında tutuklanan gazetecilerden biriydi. Özellikle askeri yönetime karşı tekrar alevlenen Kasım 2011 protestolarında içişleri bakanlığında tutuklu olduğunu,  işkence gördüğünü ve cinsel tacize maruz kaldığını serbest bırakıldıktan sonra anlatmıştı. (Kendisinin çeşitli yazılarına buradan ulaşabilirsiniz).Devamı »

Geçen sene bu zamanlar Kahire’de

Geçen sene bu zamanlar Kahire’de insanlar sokaktaydı ve tüm dünya hızlıca adına Twitter/Facebook devrimi denmiş –ve bizce yanlış denilmiş– devrimi konuşuyordu. Bir sene sonra Kahire’de bugün insanlar yeniden sokakta olacak, işçiler grev yapacak, öğrenciler meydanı işgal edecek.

Sokak sanatı ve belgeselleriyle takip ettiğimiz bizim Akdeniz’de olan bu halk ayaklanmasına basın değişik şekillerde müdahale etti. Tunus devrimini heyecanla gösteren, Bahreyn ve Yemen’de aynı heyecanı göstermeyen Al Jazeera hem İngilizce hem Arapça yayın yapması nedeniyle sürecin uzaktan da olsa müdahillerinden biri oldu. Özellikle Mısırlı blog yazarlarını, Twitter’dan yayın yapan gazetecileri çok destekledi. Fakat sermayesinin dayandığı Körfez’de olanları bu şekilde öne çıkarmadı, oradaki blog yazarlarının isimlerini bize ezberletmedi. Al Jazeera‘ye kesinlikle eleştirel ve mesafeli durmak gerekiyor, zira hangi gündemi ne gibi çıkarlarla şişirip/gömdükleri belli olmuyor.Devamı »

Kahire’de grafiti

Amsterdam’da bantçı, Moskova’da sokak sanatçısı haberlerimizden sonra Kahire’den grafiti savaşları haberi var elimizde. Haberi aldığımız Al Masry Al Youm gazetesindeki yorum yazısı aynı zamanda Kahire’de grafiti üzerine sık güncellenen bir blog sahibi Soraya Morayef’e ait.

Blog‘da Kahire’de grafitinin yaşanan halk ayaklanması sürecinin ne kadar doğal ve müdahil bir parçası olduğunu fotoğraflar üzerinden görmek mümkün. Grafiti sanatçıları hem ayaklanan halkla hem de kendi aralarında büyük bir danışma gösterdiler. Bunun örneklerini ise Kahire’de her Devamı »

25 Ocak Tahrir Meydanı: 2011/2012

Geçen sene bugün Khaled Said’in hükümetin parayla tuttuğu kabadayıların keyfi şiddeti sonucu ölümünün protestosu için Tahrir Meydanı’nda toplanılmıştı. 25 Ocak öncesi sosyal medyanın da yoğun kullanımı vardı. Hepimiz Khaled Said’iz sloganıyla bir facebook sayfası üzerinden Mısır halkı özellikle de gençleri Tahrir Meydanı@na çağrılmıştı. Sosyal medya kullanımına bir diğer örnek ise internette “viral” denen videolardan birine dönüşen Mısırlı bir genç kızın, Mısırlılara neden meydana gelmeleri gerektiğini anlatan monoloğu oldu (İngilizce altyazı mevcut).Devamı »