Streaming’le kim para kazanıyor ?

“Streaming” hizmetleriyle sunulan müzik seçkilerinin genişliği artık herkesin müzik dinleme alışkanlıklarını değiştirdi. Bu hizmete elinizdeki telefon kılığındaki el bilgisayarlarıyla erişmenin kolaylığı da cabası. Hiç para ödemeden aldığınız hizmet bile gayet tatmin ediciyken, pek de büyük sayılmayacak bir ücret ödeyerek, neredeyse hayallerin ötesinde bir müzik arşivine gönlünüzce erişim elde ediyorsunuz.

Peki müzisyenlerin bu işten kazancı nedir diye soracak olursanız, işte o kısım biraz ilginç. Örneğin Spotify’a göz atacak olursak, ücretli hizmeti üzerinden çalınan bir şarkının hak sahiplerine ödediği ücret 0,68 sent, yani bugünkü kurdan düşünecek olursak, aşağı yukarı 2 kuruş. Ücretsiz hizmeti üzerinden ödenen ücret ise çok daha az, 0,14 sent, yani 0,40 kuruş. Ücretli kullanıcılar, toplam kullanıcıların %20’sini oluşturuyor. Ortalama ödenen parça başı ücret 0,275 sent. Bu da kabaca 0,60 kuruş yapmakta.Devamı »

Evlilik aşkı, formüller müziği öldürüyor mu?

David Gilmour ’75 yılının bir kış günü, arkadaşının kendisine ilettiği demoyu dinlediğinde “Bu kızda iş var,” demiş olsa gerek. Zira cebinden ödediği parayla o minik kızın düzgün birkaç kayıt yapmasını ve zamanın en büyük plak şirketlerinden EMI’a götürüp sözleşme yapmasını sağlamıştı. Gilmour’un yeteneği algılamakta mahir duyarlılığı sayesinde Kate Bush gizli bir elmas olmaktan kurtulmuştu.

Bugün işler artık pek böyle yürümüyor. Dijital devrim her şeyi olduğu kadar müzik endüstrisini de kökten değiştirdi. Eskiden plak şirketleri büyük hitler üretme potansiyeli olan müzisyen ya da grupları avlamak için işinin ehli uzmanlardan yardım alırdı. Grup ya da müzisyen bir büyük şarkı yazdığında, hemen mahir bir prodüktör devreye girer; o parçayı dillere pelesenk edecek şekilde düzenler; grubun ya da müzisyenin ve elbette şirketin çapına göre bir şehir, ülke ya da dünya turnesiyle desteklenirdi.Devamı »

İnternet müzik piyasasına taksitli alışveriş gelir mi?

iTunes internet mağazasının açıldığı günden beri ABD’deki müzik indirme sayısı ilk kez geriledi. Pazar araştırmaları yapan Nielsen SoundScan adlı şirketin bildirdiğine göre, müzik indirme adedi, 2013 yılında 1,34 milyar adetten 1,26 milyara düştü. Bu, %5,7’lik bir pazar daralmasına işaret etmekte. Albüm indirmelerinde ise önemsenecek bir değişim yok: 2012’de 117,7 milyon adet olarak gerçekleşen satışlar, 2013’te 117,6 adet olarak kayıtlara geçmiş.

Sektörü tanıyanlar, “streaming” olarak adlandırılan yeni hizmet türünün bu konudaki en önemli sebep olduğunu belirtiyorlar. Streaming hizmetine abone olan kullanıcılar, ortalama 10 Amerikan doları aylık ücret karşılığında, indirmeden sınırsız müzik dinleme hakkını satın alıyorlar. Böylece geniş depolama alanına sahip olması gerekmeyen internet bağlantılı müzik çalarlar ya da PC veya telefon aracılığıyla “on demand”, yani talep üzerine, müzik dinlemek mümkün oluyor.Devamı »

Google ve müzik endüstrisinin dansında yeni figürler

Google, pek çok kullanıcı için internete giriş kapısı. Bir arama motoru olarak yola çıkan Google, bünyesine eklediği işlevlerle bir imparatorluğa dönüştü. Şimdi müzik dünyasında da aktif bir rol oynamaya soyunuyor. The Guardian‘ın haberine göre, geçtiğimiz günlerde Google, arama sonuçlarından yasadışı dosya paylaşımına katkı sağlayan siteleri çıkaracağını açıklamıştı.Devamı »

Dijital devrim sonrası müzik endüstrisinin halleri

20. yüzyılın sonlarında, topu topu beş büyük plak şirketi, üretim, pazarlama, halkla ilişkiler ve satış faaliyetlerinden oluşan müzik ticaretinin tamamına yakınını kontrol etmekteydi. Ama 1999 yılı, müzik dünyası ve müzik severler için bir milat oldu, teknoloji bu dünyaya ait paradigmayı toptan değiştirdi.

O sırada bu ters yüz edilişin farkında olanların sayısı ise çok azdı. Ama Napster şoku sonrasında, herkes değişimi algılamaya başlamıştı. Müzik, artık pahalı CD’ler üzerinde dağıtılan bir ürün olmaktan çıkmış, internet bağlantısı olan herkesin, yasal olmasa da veri paketleri gönderip alarak paylaşabildiği, bedelsiz bir meta haline gelmişti. Geçmişte müzik dünyasının en çok kazananlarından olan Metallica’nın, Napster’a açtığı dava bu konuda bir sembol olmuştu. Ancak sonuç değişmedi, devrim Devamı »

Evrilen nağmeler, ruhumu sardı

Müzik, yıllar ve dönemler değiştikçe gelişen ve evrilen bir sanat. Bugün bu sonsuz dönüşüm sürecine tüketiciler de katılmış durumda. Hem de en belirleyici faktör olarak. Bazı müzikleri beğeniyor, bazılarını satın alıyor, bazılarını duymaya dayanamıyoruz. Ve pazarlamaya değer bir müziğin işareti görüldüğünde, bir ürün haline getirilip öne çıkartıldığını fark ediyoruz.

Peki beğenilerimiz neye göre şekilleniyor ? Hangi tür müzikler hangi dinamiklerle dinleyiciler tarafından beğeniliyor ? Bu soruların tam bir açıklaması bulunamıyor olsa da, konuya Darvinci bir çözümleme getirmek üzere, Londra’daki Imperial College’dan Robert MacCallum önderliğindeki bir kaç “çılgın” bilim adamı bir araya gelmiş ve aslında bir yazılım olan “Darvinci Müzik Motoru”Devamı »