Haftanın Eğlencesi: LEGO’yla canlandırılmış Dr. Strangelove sahneleri

Gelmiş geçmiş en ilginç oyuncaklardan biri olsa gerek LEGO. Öncelikle, yetişkinlerin de severek “oynadığı” türden bir oyuncak. Ama dahası, sevenin delicesine sevdiği bir oyuncak. Koltukname’de daha önce LEGO çılgınlıklarına –örneğin LEGO’lardan yapılan film sahneleri ve albüm kapaklarıyer vermiştik. Bugün, hepsinden daha etkileyici bulduğumuz bir çalışmayla karşınızdayız: LEGO’larla canlandırılmış Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb sahneleri.

Open Culture sayesinde haberdar olduğumuz çalışma, XXxOPRIMExXX adlı YouTube kullanıcısına ait. Stanley Kubrick‘in en sevilen filmlerinden birine ait olan söz konusu sahneler, meşhur Savaş Odası’nda geçiyor. İlkinde, Amerikan başkanı, Sovyetler Birliği’nin başkanıyla telefonda görüşüyor:Devamı »

Stephen King’in Kubrick’e öfkesi

The Paris Review dergisi, belki yayımladığı eleştirilerden de çok yazar söyleşileriyle tanınan bir mecmua. 1950’lerden bu yana yapılan bu uzun ve nitelikli söyleşilerde, Ray Bradbury’den Joan Didion’a, Ernest Hemingway’den Paul Auster’a, birçok isimle karşılaşabiliyorsunuz.

Yine de kalabalık arşivin içinde Stephen King‘le karşılaşınca, açıkçası şaşırdık. Her ne kadar popüler kültürle aramız gayet sıkı fıkı olsa da, King’in Paris Review‘e fazla popüler kaçtığını düşünmemek elde değildi. Söyleşiyi okudukça yanıldığımızı anladık. Söyleşinin ana ekseni zaten King’in, kariyerinin son yıllarında, gittikçe daha çok ödüller ve komisyon üyelikleriyle onore edilmesi ve kendi edebiyatını Amerikan edebiyatının neresine koyduğuydu.

King hayranıysanız, söyleşiyi mutlaka okumalısınız. Yazarın hangi eserlerini daha çok katmanlı bulduğunu, hangi kitaplarını en çok beğendiğini ve en çok hangi kitabını aşmaya çalıştığını okumak mümkün. (Merak edenler için: Bir Aşk Hikâyesi‘nden daha iyi bir kitap yazmak istiyormuş kariyeri son bulmadan önce.)

Hep türler arası geçişlere odaklanmış olduğumuzdan olsa gerek, uzun söyleşinin en ilgimizi çeken kısımlarından biri King’in senaryo uyarlamalarıyla ilgili yorumları oldu. Herhalde bunların en ünlüsü, The Shining romanından (Türkçede Medyum) uyarlanan, aydı adlı Stanley Kubrick filmi. Aşağıda King’in bu uyarlamayla ilgili öfkesini okuyabilirsiniz. Bu sırada not düşmeyi de unutmayalım: King’in meşhur romanlarından Carrie, bir kez daha beyazperdeye aktarılıyor.

Devamı »

Cannes Film Festivali: Et pazarı ve ruhsal utanç kaynağı

14 Temmuz, Diyarbakır Cezaevi’nde 1982’de yapılan büyük ölüm orucu ile 1789’daki Fransız Devrimi gibi siyasi eylemlerin yıldönümü olmakla beraber, üstat Ingmar Bergman‘ın da doğum günüdür. Herhalde usta bir sanatçının doğum-ölüm yıldönümleriyle ilgili en çok hoşumuza giden, bir anda hakkında yazılanların çoğalması, yeni yeni bilgiler edinebilmemiz. Böylece geçtiğimiz hafta Ingmar Bergman’ın hem Cannes hem de Oscar için bir nevi “Ödülünüz de sizin olsun töreniniz de,” dediğini, ileride kendisi de başlı başına bir üstat olacak Stanley Kubrick‘in de Bergman’a hayranlık dolu bir mektup göndermiş olduğunu öğrendik. Gecikmiş bir doğum günü kutlaması olarak Türkçeye çevirdiğimiz metinleri aşağıda bulabilirsiniz. Yaban Çilekleri aşkına! (Letters of Note ve Letters of Note aracılığıyla.)Devamı »

Stanley Kubrick’in gözünden 40’ların New York’u

Stanley Kubrick, Lolita, Dr. Strangelove ve Otomatik Portakal gibi efsanevi filmlerini çekmeden önce New York’ta Look Magazine için, derginin en genç fotoğrafçısı olarak çalışıyormuş. 17 yaşından itibarek 1950’lere kadar New York sokaklarını fotoğraflayan ünlü yönetmenin fotoğraflarından bazılarını yazının devamında görebilirsiniz. Onbinlerin arasından seçilen yirmi üç fotoğraf için buraya buyurun. (Eric Kim Photography aracılığıyla.)Devamı »