Yıldan Kalanlar // 2022

Koltukname’de uzun süredir devam eden sessizliğimizi önümüzdeki yıl yavaş yavaş bozmayı tasarlıyoruz. Ama şimdilik, dört bir yanımızı saran “yılın en iyileri” listelerine minik bir ek yapmak istedik ve kurucu ortaklar olarak 2022’de bizi en çok etkileyen kitapları, filmleri, albümleri Yıldan Kalanlar köşemizde sıraladık. Herkese iyi seneler, yakında görüşmek dileğiyle.

Kitap


Berrak Göçer | Köstebek Yolları, Günay Çetao Kızılırmak, İletişim Yayınları

Türkiye’de yayıncılık sektörünün öne çıkan bir özelliği var: yazar çevirmenler. Tim Parks, Lydia Millet gibi başka ülkelerde de çevirmenlik yapan yazarlar var tabii ama en azından benim bildiğim kadarıyla buradaki gibi neredeyse gelenekselleşmiş bir kültür yok. Halide Edip, Melih Cevdet Anday, Sabahattin Eyüboğlu, Mina Urgan, Tomris Uyar, Pınar Kür, Fatih Özgüven… Birçok yabancı yazarı bize buranın yazarları tanıttı – sadece çevirerek değil, çevrilecek kitapları seçerek de.

Bu yüzden, uzun yıllardır nitelikli çevirileriyle tanıdığımız Günay Çetao Kızılırmak’ın öykü kitabının çıktığını görünce çok heyecanlandım. Başkalarının sözlerini aktarmakta ustalaşmış birinin kendi sözlerini merak ediyordum. Beni, zihnimi uzun zamandır meşgul eden konular ve hisler karşıladı; farklı farklı açılardan ele alınmış ev teması gibi.

Kızılırmak’ın Türkçesinden okuduğumuz Platonov gibi yazarların külliyatını bir bütün olarak görebilmek, en önemli eserlerine çıkan yolları izlemek, sürekli döndükleri konuları takip etmek edebiyat severler için bir ayrıcalık. Kızılırmak kendi yolculuğuna başlangıçtan itibaren tanık olmak ise büyük keyif.


Derya Göçer | Çalınan Dikkat: Neden Odaklanamıyoruz?, Johann Hari, çev. Barış Engin Aksoy, Metis Yayınları

Bu yıl en severek okuduğum kitap, Çoğu İnsan İyidir: Yeni bir İnsanlık Tarihi 2021 basımı çıkınca henüz okumadığım ama okumak için can attığım bir kitabı paylaşmak istedim. Johann Hari’yi Kaybolan Bağlar’dan tanıyoruz. Hari bu kitabında çok yaygın bir dert olan depresyonun sosyal bağlarla ilişkili olduğunu araştırma sonuçlarıyla ama aynı zamanda bir sohbet havasında aktarıyordu. Arkadaşlarla paylaşılan bahçecilikten STK’larda gönüllü olmaya, hepimizin gerçek ihtiyacının anlamlı insan ilişkileri olduğunu ortaya koyuyordu. Birçok çağdaş derdin çözümünde önemli bir etkenin inanlar arasında kurulan öz bağlar olduğunu söylüyordu. Şimdi Çalınan Dikkat’te akıllı telefonlarla sosyal medyanın bizi anlamlı ve tatminkâr bir hayat kurmaktan nasıl alıkoyduğunu ödediğimiz bedellerle anlatmış. Telefonunuza sık sık bakıyor ama aslında eğlenmiyorsanız, mavi ışıkla karanlıkta gözünüzü yormaktan bıktıysanız, ekrana daha az baktığınız bir hayat düşlüyorsanız değişim için gerekli motivasyonla araçları bu kitapta bulabilirsiniz. Çalınan Dikkat bize böyle bir değişim için, kendi otantik ihtiyaçlarımıza odaklanabilmek için bu yüzyılın en kıt kaynaklarından birine, dikkate  ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.


Film



Derya Göçer | Kurak Günler, Emin Alper

Kültür Bakanlığı’nın vermiş olduğu mali desteği senaryo değişikliğini bahane ederek faiziyle geri çekeceğini açıklaması, zaten gündemde olan Kurak Günler’in yıl sonunda iyice konuşulmasına yol açtı. Seyirciler filmi desteklemek için gösterime girdiği hafta sinema salonlarına yöneldiler. İlk üç günde 50 bin, ilk bir haftada 100 bin bilet satışıyla Kurak Günler hem festivallerde hem de gişede başarı yakalayan az sayıda filmden biri olmayı başardı. Filme giderken çıkışta nasıl ferahlayacağımızın planını yaptığımızı itiraf etmek isterim. Zira taşrada linç, yolsuzluk, susuzluk temalarının bize neler hissettireceğini tahmin edecek kadar yaşadık bu ülkede. Filmin yarısında içine girdiğimiz buhrandan bazılarımızın başı dönmeye başlamıştı. Oyunculuklar, anlatılan hikâyenin mikro ama çok gerçekçi olması, görsel malzemelerin konunun etkisini daha da artırmasıyla ortaya etkileyici bir film çıkmış. Sürprizli sayılabilecek son beni ayrıca etkiledi ve memlekette yaşadığımız bunalımın sonuna dair bana umut verdi. Açılan bazı yaralar ve vicdani çukurlar, onları açanların da ilerlemesini engelleyebilir, diye düşünerek çıktım sinemadan. Bu memleketin vatandaşı olmak üzerine tefekkür etmek isteyenlere tavsiye edilir.


Berrak Göçer | The Menu, Mark Mylod

Succession’la tanınan yönetmen Mark Mylod’un yeni filmi The Menu’ya giderken bildiğim tek şey –afişinden gördüğüm kadarıyla– yeni-eski birçok yıldızla dolu olduğu ve “gurme bir akşam  yemeğinde genç bir çifti sürprizlerin beklediği”ydi. Hem de ne sürprizler! Filmin konusuna dair bir şeyler anlatmanın büyüyü bozacağını düşündüğümden özete girmiyorum ama orkestranın enstrümanlarını akort etmesiyle etkileyici bir açılış yapan The Menu’nun, filmdeki menüye yakışır bir biçimde,bir senfoni gibi devam ettiğini söyleyebilirim. Beni en çok etkileyen sanat ile sanatçının sermayeyle, eleştirmenle, tüketiciyle ilişkisini sorgulaması oldu. Everything Eveywhere All at Once, İlgi Manyağı, The Banshees of Inisherin ve bu yılın benzer çılgın filmleri arasında öne çıkanlardan biri.



Müzik


Derya Göçer | Akustik Evrende Dünya Tarihi, Nova Norda

Bazen dediler hayat adil değil, kabullen

Dedi, ruhum hiç razı değil, bu mu sizin teselliniz?

Nova Norda hem melodisi hem de şarkı sözleriyle 2020’lerin, çağımızın müziğini yapıyor. Kadın mücadelesinin yükseldiği bir çağ bu. Mağdur olmadan, kibirli olmadan, “kendimizin peşinde” mücadele ettiğimiz bir çağ. İçinde yaşadığımız coğrafyada bazılarımız kendimiz olabilmek için oy vermeye gidiyoruz, bazılarımız sokakta haklarımızı talep ediyoruz. Komşuda, İran’da kadınlar hiçbirinizden razı değiliz, diyorlar. Nova Norda’nın son albümü beni motive ediyor. Her sabah çok zor ve kötücül haberlerin yanı sıra umut ve dayanışma dolu haberlerle yüzleşme gücü veren birçok kaynağımdan biri. Eski yüzyılın dogmatik militanlıklarından uzaklaşarak neşeyle, samimiyetle, dürüstlükle dünya tarihini baştan yazan bir albüm.


Berrak Göçer | Small World, Metronomy

Pandemi yüzünden verilen zorunlu aranın ardından gittiğim ilk konser Metronomy oldu. Zorlu PSM’de nisanda verdikleri konserde hâlâ maske takan bir avuç insandık. Small World daha yeni çıkmıştı ve henüz fazla dinleme şansım olmamıştı ama grup sahnedeki nüanslı enerjisiyle (Anna Prior özellikle parlıyordu) hepimizi kendi küçük dünyasına çekti. Bilinen-bilinmeyen, sevilen-sevilmeyen bütün parçalar eşit derecede coşturdu seyirciyi. Benim için sonuç, sonrasında aylarca bıkıp usanmadan çaldığım Metronomy’nin Spotify’da en çok dinlediğim grup konumuna gelmesi oldu.


2015’ten Kalanlar // Kitap

Yıllar geçtikçe ülke olarak daha da zor günler yaşıyoruz. Sonucu beğenilmeyince tekrarlanan seçimler, bombalı saldırılar, sokağa çıkma yasakları, her an çıktı çıkacak savaşlar, yine ölümler, ölümler… Umudun ışığı yavaş yavaş sönerken, her gün biraz daha gömüldüğümüz karanlıktan kurtulabilmek, anlamsızlıkların içinde biraz anlam bulabilmek adına kendimizi her zamanki gibi sanata veriyoruz. İşte Koltukname ekibi olarak bizi 2015’te en çok etkileyen albüm, film ve kitaplar.

Yılın başyapıtı: Bir Avuç Toz / Evelyn Waugh / Çev. Roza Hakmen / Everest Yayınları

Bir Avuc Toz : Evelyn Waugh20. yüzyılın en önemli İngiliz yazarlarından biri ve belki de en komik yazarı olan Evelyn Waugh, uzun bir aradan sonra bu sene Türkçe okurlarıyla buluştu. Yazarın en çok bilinen romanı, Brideshead Revisited yıllar önce yayımlanmış ama uzun zamandır tükenmişti.

İngiliz bir “centilmen”in karısıyla çalkantılı ilişkisini ve servetini yavaş yavaş yitirmesini konu alan Bir Avuç Toz, Waugh’nun satirik ilk dönem eserleri ile İkinci Dünya Savaşı sonrası daha ağır edebiyatı arasında bir geçiş romanı olarak değerlendirilebilir. Tam da bu yüzden, biz Brideshead Revisited‘den ziyade Bir Avuç Tozu yazarın başyapıtı olarak görüyoruz. Waugh’yla henüz tanışma fırsatı yakalayamamış okurlar için Roza Hakmen’in çevirisi harika bir fırsat.Devamı »

2015’ten Kalanlar // Müzik

Yıllar geçtikçe ülke olarak daha da zor günler yaşıyoruz. Sonucu beğenilmeyince tekrarlanan seçimler, bombalı saldırılar, sokağa çıkma yasakları, her an çıktı çıkacak savaşlar, yine ölümler, ölümler… Umudun ışığı yavaş yavaş sönerken, her gün biraz daha gömüldüğümüz karanlıktan kurtulabilmek, anlamsızlıkların içinde biraz anlam bulabilmek adına kendimizi her zamanki gibi sanata veriyoruz. İşte Koltukname ekibi olarak bizi 2015’te en çok etkileyen albüm, film ve kitaplar.

Büyülü bir sesin taşıdığı uçan halıda yolculuk: Divers / Joanna Newsom

Divers : Joanna NewsomJoanna Newsom hem sabırlı hem de ince eleyip sık dokuyan bir müzisyen. Öyle olmasa 2010’daki Have One on Me‘den beri oturup sabırla ilham gelmesini beklemezdi. Bu kadar özenip bezenince de, yeni albüm Divers tıpkı öncekiler gibi yine kulak vermek zorunda kaldığımız bir kayıt olmuş.

Newsom’ın önceki albümlerini bilenler, benzersiz bir vokale sahip olduğunu hatırlayacaklardır. 2009’da ses tellerinden geçirdiği bir rahatsızlık –zaman zaman çocukça olmakla eleştirilen– vokalini bir parça değiştirmiş durumda fakat müziğinin atmosferi sabit: Sanki Grimm kardeşler Newsom’a masallarına fon müziği ısmarlamışlar gibi.Devamı »

2014’ün öne çıkan jüri ve seçici kurul üyeleri

Aralık ayına girince insan dört bir yandan listelerle çevrelenir. En iyiler, en kötüler, en komikler, en saçmalar… en’lerin sonu bir türlü gelmez. Yaklaşan yeni yılın en eğlenceli yanlarından biridir bu. Geride kalan bir seneyi değerlendirmek, sınıflandırmak, numaralandırmak, puanlamak ve sonuçları dünya âlemle paylaşmak.

Bizim gibi edebiyat severler doğal olarak öncelikle kitap listelerine yöneliyor. Yıl içinde yayımlananları, gözümüzden kaçan bir şeyler olup olmadığını listelerden takip ediyor, listeler sayesinde yeni bir kitap, yazar ya da yayınevi keşfediyoruz. Kimi zamanlar –bizim “Yıldan Geri Kalanlar” yahut Radikal Kitap’ın “Yılın 100 Kitabı”nda olduğu gibi– ekip içi yapılan seçkilerden oluşuyor bu listeler. Kimi zamanlarsa yazarlar, çevirmenler, editörler, gazeteciler gibi dışarıdan insanların katkılarıyla biçimleniyor. Sorulara gelen yanıtlar bazen basit bir şekilde sıralanıyor, bazen de “algoritmalar” kullanılarak listeleniyor.Devamı »

2014’ten Kalanlar // Kitap

2013 zor bir yıldı, Gezi tam anlamıyla damga vurmuştu 2013’e. Zihinleri, bedenleri, vicdanları ağır mesaiye gark etmiş; güçlüğüyle, yeşerttiği ümidiyle, barındırdığı öfkeyle yaşadığımızı hissettirmişti bize. 2013’ün selefi bu yüzden biraz ruhsuz, biraz yavan geldi. Olayımız eksik kalmadı elbet ama yüzümüz pek az güldü 2014’te. Yolsuzluklar, yasaklar, hastalıklar, iş kazaları, ölümler, ölümler, ölümler… Neyse ki insanlık bize ümit de verdi. Elbette sanatla, sinemayla, edebiyatla ve müzikle. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, Koltukname ekibi olarak –KoltuknameOptimusminimus ve Sevillaportakalı– 2014’te haşır neşir olduğumuz albümler, filmler ve kitaplardan bir demet sunmak istiyoruz. İşte 2014’ün parçalı bulutlu ruhunu bizim için renklendirenler. (Albümler için buraya, filmler içinse buraya buyurabilirsiniz. Geçtiğimiz yılların listeleri ise burada.)

Yayımlanana kadar yayımlanacağına inanılamayan kitap: 49 Numaralı Parçanın Nidası / Thomas Pynchon / Çev. Feride Evren Sezer / İthaki Yayınları

Kitap_3425731Çağdaş Amerikan edebiyatının en önemli –ve en gizemli– isimlerinden Thomas Pynchon, bugüne dek çevrilmediğine şaşılan, yıllardır da yayımlanacağı rivayet olan yazarlardan. Biz de iki yıl önce Inherent Vice‘ın film haberiyle birlikte yazarın üç romanının İthaki Yayınları’nca basılacağını müjdelemiştik. Yine de gözüyle görmeden inanmayacağını söyleyenler çoktu. 2014, yazarın hayranlarını da şüphecileri de tatmin eden yıl oldu ve 49 Numaralı Parçanın Nidası yayımlandı. Sırada Gravity’s Rainbow ile Inherent Vice var. Heyecanla bekliyoruz.Devamı »

2014’ten Kalanlar // Film

2013 zor bir yıldı, Gezi tam anlamıyla damga vurmuştu 2013’e. Zihinleri, bedenleri, vicdanları ağır mesaiye gark etmiş; güçlüğüyle, yeşerttiği ümidiyle, barındırdığı öfkeyle yaşadığımızı hissettirmişti bize. 2013’ün selefi bu yüzden biraz ruhsuz, biraz yavan geldi. Olayımız eksik kalmadı elbet ama yüzümüz pek az güldü 2014’te. Yolsuzluklar, yasaklar, hastalıklar, iş kazaları, ölümler, ölümler, ölümler… Neyse ki insanlık bize ümit de verdi. Elbette sanatla, sinemayla, edebiyatla ve müzikle. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, Koltukname ekibi olarak –KoltuknameOptimusminimus ve Sevillaportakalı– 2014’te haşır neşir olduğumuz albümler, filmler ve kitaplardan bir demet sunmak istiyoruz. İşte 2014’ün parçalı bulutlu ruhunu bizim için renklendirenler. (Albümler için buraya, kitaplar içinse buraya buyurabilirsiniz. Geçtiğimiz yılların listeleri ise burada.)

Yılın filmi: Interstellar / Christopher Nolan

MV5BMjIxNTU4MzY4MF5BMl5BanBnXkFtZTgwMzM4ODI3MjE@._V1_SX640_SY720_2014, uzun süredir beklediğimiz filmlerin bir kısmına kavuştuğumuz yıl oldu. Bunların başında elbette Nolan’ın Interstellar‘ı geliyordu. Şahsen ilk çıkan teaser trailer‘da görülenler dışında filmin konusu hakkında hiçbir şey bilmeden izlediğimiz bu film seyirciye gerçek bir sinema deneyimi yaşatıyor. Görkemli sahneler, heyecan dolu anlar, karmaşık bir hikâye çizgisi, şaşırtıcı bir son… Neredeyse Memento‘nun daha büyük –çok daha büyük– bütçeli bir hali gibiydi Interstellar. Özellikle de tüm bilimkurgu ve aksiyonun arasında, filmin kalbinde yatan baba-kız hikâyesi göz önünde bulundurulduğunda. Gerçekten de filmde bizi en çok etkileyen bu oldu.Devamı »

2014’ten Kalanlar // Müzik

2013 zor bir yıldı, Gezi tam anlamıyla damga vurmuştu 2013’e. Zihinleri, bedenleri, vicdanları ağır mesaiye gark etmiş; güçlüğüyle, yeşerttiği ümidiyle, barındırdığı öfkeyle yaşadığımızı hissettirmişti bize. 2013’ün selefi bu yüzden biraz ruhsuz, biraz yavan geldi. Olayımız eksik kalmadı elbet ama yüzümüz pek az güldü 2014’te. Yolsuzluklar, yasaklar, hastalıklar, iş kazaları, ölümler, ölümler, ölümler… Neyse ki insanlık bize ümit de verdi. Elbette sanatla, sinemayla, edebiyatla ve müzikle. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, Koltukname ekibi olarak —KoltuknameOptimusminimus ve Sevillaportakalı— 2014’te haşır neşir olduğumuz albümler, filmler ve kitaplardan bir demet sunmak istiyoruz. İşte 2014’ün parçalı bulutlu ruhunu bizim için renklendirenler.  (Filmler için buraya, kitaplar içinse buraya buyurabilirsiniz. Geçtiğimiz yılların listeleri ise burada.)

Basitliğin mükemmelliği: Lost in the Dream / The War On Drugs

homepage_large.9419e472The War on Drugs’la yeni tanıştığımızı itiraf etmemiz gerek. Onlar üçüncü albümlerine ulaşmış ama gözden kaçmayı da başarmışlar. Neyse ki daha fazla gecikmeden kendileriyle müşerref olduk. Siz henüz olmadıysanız ve neye benziyor bu diyorsanız, biraz Springsteen alın ve üzerine bol vokalli Bob Dylan gezdirin, Tom Petty’yle karıştırın ve üstüne Fleetwood Mac serpin. Tüm bu harika müzisyenlerin karışımı size güzel çağrışımlar yapıyor olmalı.

Gerçekten de öyle. Lost in the Dream, uzun zamandır bütünüyle başarılı olan az sayıda albümden birisi. Parçaları birbirinden ayırmak zor ama “An Ocean in Between the Waves”, “Burning” ve kuşkusuz büyük bir hit olan “Red Eyes”, bu klasik rock tınısındaki albümde biraz daha öne çıkanlar diyebiliriz. Sadelik ve basitlikte güzelliği arayanlar için taze bir mücevher adeta.

Kendilerini tez vakitte canlı da izlemeyi umut ediyoruz, zira videolardan gördüğümüz canlı performansları da çok dikkat çekici.

Bu bir saatlik albümü dinleyin, kayıp bir saat olmayacağı garanti.Devamı »

2013’ün öne çıkan jüri üyeleri ve seçici kurulları

Yıl sonu, beraberinde listeleri de getirir. Şirketlerin bütçe hesaplarından bireylerin yeni yıl kararlarına, geride bırakılan on iki ay değerlendirilir, gelecek on iki ay için hazırlık yapılır.

Edebiyat severler için yıl sonu listelerinin gözdeleri, kuşkusuz kitaba dair olanlardır. Öne çıkan kitaplar, en iyi kitaplar, 5’ten 10’dan 50’den 100’e kadar sıralanan kitaplar, bizim sevdiklerimiz, sizin seçtikleriniz… Zaten yıl boyunca, plaj kitaplarından şömine başı kitaplarına, hasta yatağında okunacaklardan ters takla atarken okunacaklara kadar, türlü türlü liste yapılmıştır. Kitap listelerinin sonu yoktur – sonunun olmasına gerek de yoktur.Devamı »

2013’ten Kalanlar // Kitap

2013, direnişin, skandalların, kısacası genel olarak siyasi gündemin kültür-sanat gelişmelerinden daha ağır bastığı bir yıl oldu. Biz de Koltukname olarak ne yazık ki sizlerden istemediğimiz kadar uzak kaldık. Yine de sanat candır, diyerek, bu heyecan dolu yılı geride bırakırken siz sevgili okurlarımıza 2013’te haşır neşir olduğumuz albümler, filmler ve kitaplardan bir demet sunmak istedik. SevillaportakalıOptimusminimus ve Koltukname olarak naçizane listemizi kitapla sonlandırıyoruz. İşte 2013′te bizi heyecanlandıran kitaplar. (Diğer yılların listelerine buradan ulaşabilirsiniz.)

Eksiklik gideren derlemeler: Kitaplar ve Sigaralar ile Neden Yazıyorum / George Orwell / Çev. Levent Konca / Sel Yayıncılık

George Orwell’in kurgusal kitapları Türkçede Can ile İthaki damgasıyla çıkıyor. Ama gazete yazıları, eleştirileri ve mektuplarının tamamı dört devasa cilt eden yazarın kurgu dışı metinlerini nedense iki yayınevi de basmıyordu. Sel Yayınları, geniş külliyatın en bilindik metinlerini içeren iki kitapla, Kitaplar ve Sigaralar ile Neden Yazıyorum‘la bu hazineye bir giriş yapmış bulundu. Çok da iyi oldu.Devamı »

2013’ten Kalanlar // Film

2013, direnişin, skandalların, kısacası genel olarak siyasi gündemin kültür-sanat gelişmelerinden daha ağır bastığı bir yıl oldu. Biz de Koltukname olarak ne yazık ki sizlerden istemediğimiz kadar uzak kaldık. Yine de sanat candır, diyerek, bu heyecan dolu yılı geride bırakırken siz sevgili okurlarımıza 2013’te haşır neşir olduğumuz albümler, filmler ve kitaplardan bir demet sunmak istedik. SevillaportakalıOptimusminimus ve Koltukname olarak naçizane listemize filmle devam ediyoruz. İşte 2013′te bizi heyecanlandıran filmler. (Diğer yılların listelerine buradan ulaşabilirsiniz.)

Şaşırtan bilimkurgu: Yerçekimi / Alfonso Cuarón

Her ne kadar yönetmeni Alfonso Cuarón‘u sevsek de ve çoğumuz hiç değilse Harry Potter ve Azkaban Tutsağı‘ndan ve Children of Men‘den –ya da bambaşka bir grup Y Tu Mama Tambien‘den, belki bir grup üç filmden birden– tanısak da, Yerçekimi‘ni sevmeyi beklemiyorduk. Sandra Bullock ve George Clooney ne kadar orijinal bir iş yapmış olabilir ki, diyorduk. Zaten filmin insanı etkileyen ve uzay üzerine değil de dünya üzerine, yaşadığımız hayatların ritmi üzerine düşündürten kısmı oyunculara rağmen ortaya çıkmış bizce. Biraz kapalı, biraz daraltan bir film, tıpkı memleket kışı gibi. Bir de sonunda Amerikan filmi numarası çekilmeseymiş şaşırmanın ötesine geçip beğenecektik de.Devamı »

2013’ten Kalanlar // Müzik

2013, direnişin, skandalların, kısacası genel olarak siyasi gündemin kültür-sanat gelişmelerinden daha ağır bastığı bir yıl oldu. Biz de Koltukname olarak ne yazık ki sizlerden istemediğimiz kadar uzak kaldık. Yine de sanat candır, diyerek, bu heyecan dolu yılı geride bırakırken siz sevgili okurlarımıza 2013’te haşır neşir olduğumuz albümler, filmler ve kitaplardan bir demet sunmak istedik. SevillaportakalıOptimusminimus ve Koltukname olarak naçizane listemize müzikle başlıyoruz. İşte 2013′te bizi heyecanlandıran albümler. (Diğer yılların listelerine buradan ulaşabilirsiniz.)

“Gözlerimiz yollarda kalmıştı” dedirten albüm: Push the Sky Away / Nick Cave and the Bad Seeds

Önce şu bilinsin, sitemlerimizi kendisine iletmek farz oldu. Gözlerimiz yollardaydı. 2004’teki Abattoir Blues/The Lyre of Orpheus sonrası yine ironi dolu Dig Lazarus, Dig!!!‘den sonra, Grinderman, Jesse James gibiler yandan kaynak yapınca, beş yıl beklemek zorunda kaldık.

Ortada yeni bir Bad Seeds albümü var ve hava daha az karmaşık, daha dingin. Çetenin has elemanı Warren Ellis’ten zaman zaman gördüğümüz çılgınlıklarına rastlamak olası değil. Bu haliyle The Lyre of Orpheus‘tan çok The Boatman’s Call‘a daha yakın. Ama elbette yine karanlık, yine özgün ve yine davetkâr. Cave birşeyler ürettiğinde, ona kayıtsız kalmak imkânsız.Devamı »

2012’den Kalanlar // Kitap

Kıyametin kopmadığı yılı geride bırakırken, Koltukname yazarları olarak –SevillaportakalıOptimusminimus ve Koltukname– siz sevgili okurlarımıza bu yıl haşır neşir olduğumuz albümler, filmler ve kitaplardan bir demet sunmak istedik. Naçizane listemize kitapla sonlandırıyoruz. İşte 2012′de bizi heyecanlandıran kitaplar.

Pedro Páramo
Pedro Páramo

Kendisi küçük, etkisi büyük kitap: Pedro Páramo / Juan Rulfo / Çev. Süleyman Doğru / Doğan Kitap

Süleyman Doğru, yalnızca iyi çevirileri değil, çevirdiği kitapların da yüksek kalitesiyle tanınan ve çalışmalarını severek takip ettiğimiz bir çevirmen. Yıllar önce Tomris Uyar’ın İngilizceden yaptığı çeviriden sonra, Pedro Páramo‘yu özgün dilinden Türkçeye ilk defa aktaran kişinin Doğru olması bizi çok sevindirdi. Juan Rulfo’nun bu kısa romanını sindirmesi açıkçası çok kolay değil. Ölüm döşeğindeki annesinin arzusu üzerine hayalet bir kasabaya babası Pedro Páramo’yu aramaya gelen Juan Preciado’nun hikâyesini anlatıyor kitap. Kısa bir sürede kasabanın ve Pedro Páramo’nun hayaletleriyle Juan Preciado’nun kendi geçmişinin hayaletleri birbirine karışıyor. İspanyolcanın Don Quijote‘den sonra en büyük başyapıtı sayılan bu kendisi küçük, etkisi büyük kitaba mutlaka göz atmanızı öneriyoruz.Devamı »

2012’den Kalanlar // Film

Kıyametin kopmadığı yılı geride bırakırken, Koltukname yazarları olarak –SevillaportakalıOptimusminimus ve Koltukname– siz sevgili okurlarımıza bu yıl haşır neşir olduğumuz albümler, filmler ve kitaplardan bir demet sunmak istedik. Naçizane listemize filmle devam ediyoruz. İşte 2012′de bizi heyecanlandıran filmler. 

Roma'ya Sevgilerle
Roma’ya Sevgilerle

Oyuncu Woody Allen’a kavuşmamızı sağlayan film: Roma’ya Sevgilerle / Woody Allen

Woody Allen, altı yıllık bir aradan sonra kendi filminde yer aldı. Roma’ya Sevgilerle, klasik bir Allen komedisinin tüm özelliklerini barındırıyor: Bol bol kekelemeler, sahneye duşla çıkan bir opera sanatçısı gibi absürdlükler ve harika bir şehir… Paris’te Gece Yarısı‘ndan hayal kırıklığına uğrayanlar bu filmi kaçırmasın.

Bu yıl DVD’den izlenen geçmiş yıl filmi: Bir Ayrılık / Asghar Farhadi

İran’ın son otuz yılda geçirdiği dönüşümden biraz haberdar olanların, seyredince ayrı bir büyüleneceği bir film bu. Yönetmenin sınıf meselelerini aile meselelerine içine yedirme biçimi bize İran Devrimi’nin ta kendisini hatırlattı, orada da aynı bu tür bir iç içe geçmişlik bulunabilir. Toplumsal boyutu, boşanma ve kadın erkek ilişkileri üzerinden okumak da mümkün Bir Ayrılık’ı (biz ilkini tercih ettik).Klişeleşmiş bir tabirle “çok katmanlı” bir film, aç aç, oku oku bitmiyor gerçekten. Ayrıca filmin Oscar kazanmış olması meselesiyle ilgilenenlere bir haber: İran 2013 Oscar Ödülleri’ni, Innocence of Muslims filmini protesto etmek amacıyla boykot etmekte.Devamı »

2012’den Kalanlar // Müzik

Kıyametin kopmadığı yılı geride bırakırken, Koltukname yazarları olarak —Sevillaportakalı, Optimusminimus ve Koltukname— siz sevgili okurlarımıza bu yıl haşır neşir olduğumuz albümler, filmler ve kitaplardan bir demet sunmak istedik. Naçizane listemize müzikle başlıyoruz. İşte 2012’de bizi heyecanlandıran albümler. 

Ascent / Six Organs of Admittance

Yılın en güzel sürprizi: Ascent / Six Organs of Admittance 

Çok yönlü bir müzisyen olan Ben Chasny‘nin önderliğindeki Six Organs of Admittance, deneysel ve avantgart denebilecek bir çizgide, ruhani bir rüyalar alemini çağrıştırıyor her parçasıyla. 70’lerin psychedelia’sı, folk’la, zamane rock’ıyla harmanlanırsa ortaya ne çıkacağını Ascent‘le görmek mümkün. Siz de modern rock müziğinin birbirine benzer ürünlerinden sıkıldıysanız, Ascent, karanlıkta yolunuzu aydınlatan bir meşale olabilir.

En büyük merakla beklenen albüm: Centipede Hz / Animal Collective

Yıllardır büyük bir sevgi ve heyecanla takip ettiğimiz Animal Collective’in yeni albümüne nihayet kavuşabildik. Bir önceki albümü Merriweather Post Pavilion‘da Afrika kökenli seslerle dikkat çeken Animal Collective, Centipede Hz‘te deneysel kökenlerine geri dönerek dinleyicilere bir şölen çekiyor.

Bill Evans’a saygı duruşu: Further Explorations / Chick Corea

Bill Evans, kendisinden sonra gelen tüm piyanistleri etkilemiş bir isim. Dehası tartışılmayacak Chick Corea bile Evans’ın ayak izlerini takip ettiğini gizlemiyor. 2012, Corea’nın bu saygısını, Evans’ın eski yol arkadaşları Eddie Gomez ve Paul Motian‘la birlikte kaydettiği bir albümle gösterdiği yıl oldu. Ekip, daha çok Evans’ın kaydedilmemiş ya da az bilinen bestelerini temel olarak alıp, onun ruhunu yaşattıkları yeni ürünler çıkartmaya odaklanmış. Canlı olarak efsanevi Blue Note‘da kaydedilen albüm, Evans’ın kırılgan zarafetini günümüze taşıyor.Devamı »