Gidemeyenler için seyahat rehberi: A Coruña

Rehberimiz, “Dünyada görülüp gezilecek, yaşanıp tadılacak o kadar çok yer, kültür ve yemek var ki!” diyenler için geliyor. Herhangi bir seyahat rehberine göz gezdirdiğinizde size, havalimanından şehir merkezine gidiş yolunu veya görülmesi gereken belli başlı turistik alanları gösterebilir; fakat sizi yerli halka karıştırmaz. Gidemeyenler için seyahat rehberiyle klasik anlamda seyahat rehberlerinin gözden kaçırdığı ve şehre esas havasını veren detayları paylaşmayı hedefliyoruz.

A-coruna_2306143bİspanya’nın en batı noktası ve kuzeyinde bulunan sahil şehri A Coruña, görenlerin “Burası İspanya mı?” tepkisi vermesine yol açacak kadar sıradışı bir yerdir. İspanya denilince akla gelen sıcak hava dalgası, güneşli gökyüzü, esmer İspanyollar veya aşina olduğunuz İspanyolcanın izini bile bulamazsınız burada. Aslen federal bir devlet olan İspanya’nın Galiçya bölgesine bağlı bulunan A Coruña, İber Yarımadası’nda adeta İngiltere’yi yaşatır size. Yaz kış dinmek bilmeyen yağmuruna rağmen (Galiçyalıyalıların asla kabul etmediği bir durum), güneşin açtığı günlerde Atlas Okyanusu boyunca sere serpe yatabileceğiniz upuzun bir sahil şeridi de bulunur tabii. Sahil olmadan İspanya olmaz.

İber Yarımadası’nda kendi çağında bir yarımada oluşturan A Coruña’da herhangi bir noktadan dümdüz yürüdüğünüzde ulaşacağınız yer yine okyanus olacaktır. Bu yüzden şehirdeki yayan turistlerin kaybolması zor. Nemli havası yüzünden mimarisi de çift korumalı balkonları geliştirmiştir. Liman boyunca uzanan evlerin dış cephesinde göreceğiniz galeri tarzı cam kaplamalar, şehre “Kristal Şehir” adını kazandırmıştır. Dışarıdan baktığınızda hafif hüzünlü ama çok kibirli bir havaya sahiptir şehir. Belki de insanları yüzünden; çünkü Galiçyalılar kibirli kabul edilir.

Galerias
Galerias

İspanya’da 13 farklı dil kullanılır ve İspanyollar bunların lehçeden öte, ayrı birer dil olduğu konusunda ise çok hassastır. A Coruña’da da Galiçyaca kullanılmakta; fakat bu dilin İspanyolcadan çok Portekizceye yakın olduğu söylenebilir. İspanyolca konuştuklarında bile anlamak pek kolay değildir, zira ortalama bir İspanyol’dan beş kat hızlı konuşurlar. Galiçya tarih boyunca Portekiz ve İspanya imparatorlukları arasında gidip gelmiş, her iki kültürden de nasibini almış bir bölgedir. İlginç bir hikâye: Galiçyalılar bir nevi rakip gördükleri Portekizliler tarafından, barbarlık imasıyla “Türk” olarak adlandırılmışlar fakat kadim dostlarımız bu takma ada gücenmek bir yana, onu gurur duyarak taşımışlardır. Bu sebeple de Deportivo A Coruña, her sahasında oynadığı maçta bir Türk bayrağı açmaktadır.

A Coruña’nın belki de en önemli özelliği yemekleri. Güveç balıklarından mı başlamak gerekir, Galiçya usulü ahtapottan mı, yoksa deniz mahsullerini baştan saymalı mı, emin değilim… Öncelikle belirtilmesi gereken, A Coruña’da balığı ızgarada pişirme kültürü yoktur, balık güveçte pişer. Boy boy güveç kâsesi bulabilirsiniz bu şehirde. Okyanustan çıkan balıkların büyüklüğünü bir düşünürseniz, kazan boyutlarında güveç görmeniz de mümkün. Öte yandan deniz ürünleri sınıfında, insan varlığından bile habersiz olduğu, her tür deniz böceğini görür burada. Örneğin percebes. Toplanması sırasında insanların hayatını tehlikeye atarak sofranıza getirdiği bu ürün, hayli yüksek bir fiyata sahip. Okyanus kıyılarında yamaçların dibindeki kayalıklardan toplanır ve Portekiz ile Galiçya kıyılarında çokça bulunur. Erişkin bir insan parmağından küçük boyuttadır, suda kaynatılarak pişirilir ve kabuğu soyularak yenir.

percebes
Percebes

Elbette tüm bunlar, klasik İspanyol mutfağının yanı sıra bulabileceğiniz tatlar. En güzel tapas örneklerini denemek isteyenler için, María Pita Meydanı’ndan sola yüründüğünde görülecek La Bombilla şiddetle tavsiye edilir.

Gırtlağımı biraz tutup gezilip görelecek yerlerden de bahsetmem gerekir tabii. İlk olarak akla gelen, şehrin armasında ve bayrağında da bulunan Torre de Hércules deniz feneri, UNESCO tarafından dünya mirası olarak korunmakta. MS 2. yüzyıldan bugüne ayakta durmakta olan deniz feneri, hâlâ çalışır durumda olan dünyanın en eski deniz feneri olarak biliniyor.

Torres de Hercules
Torre de Hércules

Deniz fenerini geçip Paseo Marítimo üzerinde okyanus kıyısı boyunca ilerlediğinizde 12 adet dikilitaş göreceksiniz. Bunlar Manolo Paz isimli bir heykeltıraş tarafından “Menhires por la Paz” adıyla yapılan “barışa açılan pencereler”dir. Franko döneminde infaz edilen “isyancıları” ve ölümleri anma amacıyla yapılmıştır.

menhires por la paz
Menhires por la Paz

Paseo Maritimo boyunca ilerlerseniz yolun şehre bağlanmasından önce El portiño’da güneşin batışını izlemeniz gerekir. Bir rivayete göre ufuk çizgisinde beliren bulutlar aslında karşı kıyının (Amerika) gölgeleridir.

El portiño
El portiño

A Coruña’yı ziyaret emeniz için en güzel sezon kesinlike San Juan sezonudur. İber Yarımadasında kutlanan ve aslen dinî bir festival olan San Juan’ı, A Coruña’da olduğundan daha canlı görmeniz mümkün değil.

Elbette siz A Coruña’ya gitme ihtimaliniz olursa sezonlara fazla kafa yormayın, fırsatı kaçırmayın. Bizim gibi gidemeyenler için de notlarınızı ve fotoğraflarınızı iletmeyi unutmayın.

“Gidemeyenler için seyahat rehberi”ndeki diğer yerler:

Marsilya

Hasbelkader avukat olmuş olan ezkilinc, plazalardan acısını gezerek, yiyerek, içerek çıkarmayı hedeflemektedir.

Website | + posts

@GSG Hukuk

Gidemeyenler için seyahat rehberi: A Coruña” üzerine bir yorum

  1. San Juan kutlamasını bir günle kaçırmışız. Yine de şiddetli tavsiyeler ciddiyetle dikkate alınmıştır. 🙂 Elinize sağlık!

Bir Cevap Yazın