Son avangard Ankara’da

Walter Benjamin, Mohandas Karamchand Ghandi, Aldous Huxley, James Joyce, Sigmund Freud, Gustav Mahler ve Jacques Derrida. Rasgele sıralanmış bu önemli isimler arasında muhtelif şekillerde ilişki kurulabilir, kimi fazlaca zorlama da olsa. Biz bir tane söyleyelim; bu isimlerin bir ortak noktası, hepsinin İtalyan ressam Valerio Adami tarafından çizilmiş birer portrelerinin bulunması.

Sigmund Freud, 1972

Derrida 1978 yılında yayımlanan The Truth in Painting (Resmin Hakikati) kitabında yer alan “+R: Into the Bargain” başlıklı yazısında, ressam Valerio Adami’nin 1975’de Paris’te düzenlenen Le Voyage du dessin (Çizimin Yolculuğu) adlı sergisindeki işlerini ele almıştı. Belirtmekte fayda var, henüz Türkçe çevirisi olmayan kitap Derrida’nın sanatı ve estetiği nasıl ele aldığını anlamak için oldukça önemli bir kaynak. Ali Artun e-skop’taki yazısında son avangard olarak tanımladığı Adami’nin benzer şekilde pop sanatla uğraşan Warhol öncülüğündeki Amerikalı emsallerinden ayrı tutulması gerektiğinin altını çiziyor. Ve Adami’nin resmi hakkında şunları söylüyor:

Derrida’nın, birtakım “hiyeroglifler ve ideogramlar” olarak okuduğu Adami’nin dili, sonuçta, savaş sonrası avangardının siyasetle sanatı ve hayatı birleştirme umudundaki bu gibi arayışlardan kaynaklanıyor: Afişleri hatırlatan resim ve yazı bileşimi; kalın çizgilerle çevrelenmiş ve vitrayları hatırlatan parlak, saf renk lekeleri; gölgesiz, derinliksiz iki boyutlu bir grafik; yazı ve figürler tam değil, ya eksik/sökülmüş ya da birbirine geçmiş kolajlar halinde, Manet’den beri sürüp gelen modernist fragman estetiğini çağdaşlaştırıyorlar.

Gandi, 1972

Avrupa modernizminin önemli isimlerinden, 1935 doğumlu ressam Adami hakkında yazan tek filozof Derrida değil. Tıpkı Derrida gibi aynı zamanda yakın dostları olan Jean-Francois Lyotard, Octavio Paz, Italo Calvino, Lasse Söderberg ve Carlos Fuentes gibi filozof, şair ve yazarlar da Adami’nin sanatından etkilenmiş ve işleri üzerine yazmışlar. Francis Bacon’ın resimlerinden etkilenmiş bir ekspresyonist olarak resme başlayan Adami, yoluna gündelik hayatı politikleştirerek ele aldığı pop sanatla devam ediyor. Digicult’un haberine göre, 1958’den beri dünyanın çeşitli bölgelerini gezen ve gittiği yerlerde atölyeler açan Adami için müzik hayatının olmazsa olmazı. Müzisyen bir aileden gelen ve Adorno’nun müzik üzerine metinlerini hatmeden ressamın değişik dönemlerde farklı müzik türlerinden nasıl etkilendiğini buradaki röportajında okumak mümkün.

Aylardır yağan kardan yorulan Ankaralılar için güzel bir haberimiz var. Göz alıcı renkleri, ironik kolajları, çarpıcı desenleri ve kalın çizgileriyle birbirinden şahane Valerio Adami resimlerini 31 Mart’a kadar Galeri Nev’de görülebilir. İlk kez bu sergi vesilesiyle Türkçeye çevrilen Derrida’nın Adami üzerine ele aldığı “+R” metnini de galeriden temin edebilirsiniz. Bakalım siz de piyano başındaki yeşil takım elbiseli, gözlüklü ihtiyar adamı Adami’nin kendine benzetecek misiniz?

.

Zezine, çiçeği burnunda, Ankaralı bir elektronik derginin editörlerinden biridir. Kent sosyolojisi ve sanatla ilgilenmektedir. 

+ posts

Bir Cevap Yazın