Lou Reed de 2013 yılında aramızdan ayrılan kıymetliler arasında yerini aldı. Onu en azından müziği aracılığıyla tanıyan herkes, kaybının ardından büyük üzüntü duydu. Ancak hiç kimse, uzun yıllar birlikte Reed’in hayat arkadaşı olan ve onunla sonunda, Reed’in ölümünden beş yıl önce evlenen Laurie Anderson kadar derin bir kedere boğulmadı. Reed ve Anderson New York’un yaklaşık 170 km doğusundaki Springs’de yaşamaktaydılar. Anderson, Reed’in ölümünün hemen ardından yerel bir gazete olan The East Hampton Star‘ın ölüm ilanları sayfasına aşağıdaki ilanı verdi:
Ne güzel bir güz!
Altındanmışcasına titreşen her şey ve bu inanılmaz yumuşak ışık.
Sular çevremizi sarmalıyor.Son yıllarda Lou ve ben burada birlikte çok zaman geçirdik,
ve her ikimizde şehir çocukları olsak da,
ruhani evimiz burası.Geçen hafta,
Lou’ya onu hastaneden çıkarıp eve getirmeye söz vermiştim.
Ve sözümü tutmayı başardım.O bir Tai Chi ustasıydı ve son günlerini burada,
mutlu, güzelliklerle, güçle ve doğanın yumuşaklığıyla çevrelenmiş şekilde geçirdi.
Pazar sabahı ölmeden önce,
ağaçları izledi ve meşhur yirmi bir Tai Chi hareketini
yalnızca havada hareket eden müzisyen elleriyle tekrar etti.Lou bir prens ve aynı zamanda bir savaşçıydı
ve eminim, onun dünyadaki acı ve güzellikler üzerine yazdığı şarkıları,
pek çok insanın içini, onun yaşamdan aldığı keyifle dolduracak.Yaşasın bize kalan, aramızda dolaşan ve üzerimize yağan güzellik!
66 yaşındaki Anderson, 1982 yılındaki uluslararası başarı kazanacak ilk albümü Big Science‘ı kaydetmeden önce, 70’li yıllardan itibaren New York sanat ve müzik çevrelerinde boy göstermekteydi. Müzisyen, film yapımcısı, yazar, sayısız performans yaratıcısı Anderson, zamanımızın büyük kültür figürlerinden biri olarak görülmekte. Anderson 90’lı yılların başından itibaren hayat arkadaşı Reed’le birlikte müzik çalışmaları da yapmaktaydı.
Reblogged this on sguz21/TÜRKİYE/İstanbul.