Geçmiş zaman olur ki: Mart

Geçmiş zaman olur ki”ye hoş geldiniz. Müzik tarihinin unutulmazlarını, dönüm noktalarını her ay sizlerle paylaşmayı planladığımız bu bölümün, geçtiğimiz yüzyıllarla ilgili ilginizi çekecek bilgiler içereceğini ve yakın geçmişten belki unutmuş olduğunuz grupları, parçaları hatırlatarak –güzel– anılarınızı depreştireceğini umuyoruz.

1958 – İlk resmi altın plağın sahibi

perry como

Müzik tarihinin en müstesna karakterlerinden Pierino Ronald “Perry” Como, 14 Mart 1958 günü, dünyanın ilk single‘ı olarak kaydedilen altın plağın sahibi oldu. Como, aynı kayıtla, 1959 Grammy Ödülleri’nde en iyi erkek vokal kategorisinde de birinci oldu. Daha sonra 2002’de ömür boyu başarı kategorisinde de Grammy kazanacaktı.

Como, başarılı bir radyo, televizyon, sinema ve müzik kariyerini, her zaman aynı başarılı çizgide olmasa da, yarım yüzyıldan uzun bir süre devam ettirmeyi başarmıştı. Temiz, tereddütsüz bir bariton sesi vardı ve basit ve kolay yakalanır parçalarla herkese hitap edebiliyordu.

Como, ilk altın plak ödülü kazanacak “Catch A Falling Star”‘ı ilk kez kendi TV programında söylemişti. Perry Como Show adlı programı, 50’li yıllarda hem İngiltere’de hem de Amerika Birleşik Devletleri’nde çok sevilmekteydi. Aslında daha 1920’lerde milyon adetten fazla satışa ulaşan kayıtlar olmuştu ancak bu satışlara dayanan ödüller hep gayriresmi organizasyonlarca verilmişti. Como’nun parçası ise, Recording Industry Association of American (Amerikan Müzik Endüstrisi Birliği) tarafından bu ödüle layık görülmüştü.

Parçanın çıkışının ardından çocuklar arasında “Catch a Perry Como, wash him in some Omo” (Tut bir Perry Como, yıkarken kat biraz Omo) şeklinde bir tekerleme yayılmış, parça Kevin Costner ve Clint Eastwood’un rol aldığı A Perfect World (Kusursuz Dünya) adlı filmde de kullanılmıştı.

1969 – Sıradışı bir grubun sıradışı sonu

the doors

1 Mart 1969 tarihinde, The Doors, Miami’de sahne almıştı. Konser salonu tıklım tıklım doluydu. Konser, grubun lideri ve solisti Morrison’in içkiyi fazla kaçırmış olmasına rağmen hiç de fena gitmiyordu.

Ancak sıra “Five to One” adlı parçaya geldiğinde, Morrison kontrolünü tamemen yitirdi. Önce sesi çatallaştı ve öfkeyle doldu; ardından tüm seyirciye, “Hepiniz s…k geri zekâlılarsınız… Ne yapacağınızı söylemelerine izin veriyorsunuz, belki de bnu seviyorsunuz, suratınıza s..çılmasına bayılıyorsunuz… Sizi köleler…” şeklinde hakaret etti.

Ardından Tallahassee kasabasından, dünyayı değiştirmek istediğinden kopuk kopuk bahsetti, sonra da bombayı patlattı. Birden gömleğini yırttı ve “Biraz et görelim, haydi soyunalım… Biraz çıplaklık görmek istiyorum,” diye bağırdı. Sonrası ise herkes için oldukça şaşırtıcıydı:

“Buraya müzik dinlemek için gelmediniz değil mi ? Başka bir şeyler daha istiyorsunuz… S.kimi görmeyi istiyorsunuz değil mi ? Evet bunun için geldiniz, biliyorum,” dedikten sonra, pantolonunu indirdi ve seyirciye “görmek istediklerini” gösterdi. Hemen ardından da “Light My Fire” girişi çalındı. Konser salonunun işletmecisi durumu toparlamak için mikrofonu Morrison’ın elinden aldığında, Jim çoktan seyircinin arasına atlayıp dans etmeye başlamıştı.

Amerikan basınının geniş tutucu kesimi, işi, Morrison’ın sahnede mastürbasyon yaptığını iddia etmeye kadar götürdü. FBI, Morrison’ın genç insanları provoke edip kaosa yönelttiği yönünde rapor hazırladı, grup hakkında sayısız şikâyet dilekçesi ve suç duyuruları yapıldı. Radyoların Doors kayıtlarını çalmayı durdurması gecikmedi.

Açılan kamu davasında en genci kırk iki yaşında bir jüri seçildi ve bu olay, hem Doors hem de Morrison’ın sonuna giden yolun başlangıcı oldu. Morrison, altı ay hapis ve 500 dolar cezaya çarptırıldı. 50 bin dolar kefaletle serbest kalan Morrison, karardan sonra ülkeyi terk etti. Davanın sonuçlanmasının üzerinden bir yıl geçmeden, Temmuz 1971’de Paris’teki dairesinde ölü bulundu.

1984 – Yanlış anlaşılan bir eleştiri

springsteen

Vietnam Savaşı, Amerika Birleşik Devletleri’nin kazanamadığı ilk savaştı. Bu acımasız savaş, Amerikan askerlerinin olduğu kadar halkının da ruh halini derinden etkilemişti. Kendi topraklarında bir savaş görmeyi tahayyül bile edemeyen Amerikalılar, liderleri tarafından çıkarlarını tehdit ettiği söylenen başka ülkelerin işgaline, insanlarının öldürülmesine elbette taraftardı. Ellerine silah tutuşturulan genç erkekler, binlerce mil uzaktaka, güneydoğu Asya’nın uzak bir köşesinde, tanımadıkları insanları öldürmekle yükümlüydüler.

Ancak, tüm bu hamasete ve aşırı saldırgan toplumsal yönlendirmelere rağmen, bu akıma kapılmayan insanlar vardı. Afro-Amerikalıların, Muhammed Ali’nin sözleriyle sembolize edilen muhalif tavrı, beyazlar arasında da taraftar buluyordu. Genç bir rock yıldızı olan Bruce Springsteen de bu kitlenin bir üyesiydi.

Paul Schrader, Springsteen’e Born in the USA (Amerika’da Doğdu) adlı bir filmin senaryosunu göndermişti. Springsteen senaryodan aldığı ilhamla yaptığı parçaya “Vietnam” adını vermişti. Parça, Vietnam savaşından dönen gazilerin, onları savaşmaya iten toplumdaki durumlarından yola çıkıyordu.

18 milyon adetlik satışa ulaşacak aynı adlı albüm, büyük başarı kazansa da, çoğunlukla Amerikan vatanseverliğinin bir sembolü olarak algılanmıştı. Springsteen, buna engel olmak için parçanın tek başına akustik gitarıyla söylediği, daha anlaşılır olmasını hedeflediği versiyonlarını turnelerinde çaldı.

Otomotiv firması Chrysler, parçayı reklamlarında kullanmak üzere Springsteen’e 12 milyon dolar önerdi. Ancak reddedildi. Springsteen bugüne dek, hiçbir parçasının reklam müziği olarak kullanılmasına izin vermedi.

Website | + posts

Geçmiş zaman olur ki: Mart” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın