Pop ikonu olarak yaşamak ya da ölmek, işte bütün mesele bu

Popüler sanatçılar arasında efsane mertebesine çıkmak için erken ölmek kısa yollardan biri olarak görülebilir. Bu konuda 27 yaşında hayatını kaybedenlerin de özel bir yeri olduğu söylenegelir. Hatta “27’ler Kulübü” adıyla anıldıkları bile bilinir. Jimi Hendrix, Janis Joplin, Jim Morrison, Kurt Cobain, Brian Jones gibi unutulmaz isimlerin üyesi olduğu kulübe son olarak, uzun zaman uyuşturucu bağımlılığı sebebiyle ölüme meydan okuyan Amy Winehouse katılmıştı.

Bu 27 konusu, oldukça boş vakti olan bir takım istatistikçilerin de kafasını kurcalamış olsa gerek, oturup 1956-2007 yılları arasında İngiltere müzik listelerinde 1 numaraya yükselmiş bir albümü olan 1046 müzisyene ait bilgileri toplamışlar. Bu müzisyenlerin 71 adedi, yani %7’si hayatta değil. Ölümler ise 27 yaş etrafında toplanmıyor.

20’li ya da 30’lu yaşlarda ünlenmek, genç sanatçıların hayatları üzerindeki kontrollerini kaybetmesine ve ölüme daha yakın durmalarına yol açıyor olabilir ama 27 yaş bu konuda belirgin bir nokta değil. Hatta 28 yaş 27’den daha fazla ölümün gerçekleştiği bir dönem. En sık görülen ölüm yaşı ise 56.

Dianna Theadora Kenny adlı bir başka araştırmacı ise konuyu daha da geniş ele almış. Müzik ve psikoloji konusunda bir uzman olan Kenny, yüksek sanatsal hassasiyete sahip yaratıcı gençlerin, kaprisli ve sürekli değişen taleplere sahip tüketicileri tatmin etmekle görevli kazanç kaynaklarına dönüştürülmeye karşı korumasız olduklarını belirtiyor. Bu müzisyenlerin çoğu gerçekle yüzleştiklerinde büyük bir sarsıntı geçiriyor ve ruhen tükeniyorlar. Bunu müteakip uyuşturucu, alkol, düzensiz hayat, tehlikeli araç kullanma, korumasız seks kaynaklı sebeplerden de bedenen tükenmeleri gecikmiyor. Şanssız ya da daha az dayanıklı olanlar için ise yolun sonu çok uzakta olmuyor.

Kenny konuyu daha geniş bir veri tabanında ele almak üzere 1950 ve Haziran 2014 arasında ölen hemen tüm müzik türlerinde eser vermiş 12.665 müzisyeni mercek altına almış. Öncelikle kadınlar için durum oldukça parlak, bu ölümlerin %90,6’sı erkekler arasında.

Müzik türüne ve ölüm sebeplerine bakınca ise dikkat çekici sonuçlar ortaya çıkıyor. Örneğin ölüm sebebi olarak cinayet, hip hop müzisyenleri arasında diğer tüm müzik türlerine göre daha yaygın. Kalp sorunlarından ve kanserden kaynaklanan ölümlerse daha çok blues ve caz müzisyenlerine has. Punk ve metal müzisyenleri içinse kazalar büyük bir risk kaynağı. Alkollü araç kullanırken yapılan ölümcül kazalar ve aşırı doz uyuşturucu kaza kapsamında değerlendirilmiş. Metal müzisyenleri için özel bir durumsa intihar. İncelenen metal müzisyenlerinin %20’ye yakın bir kısmı kendi hayatına son vermiş.

Araştırmanın sonuçları rahatsız edici. Ortalama bir pop müzisyeninin yaşam süresi, ortalama bir ABD vatandaşına göre 25 yıla kadar kısalabiliyor. Cinayet toplumun geneline göre çok daha sık görülüyor, kazaların oranı ise sıradan insanlara göre 5 ila 10 kat daha yüksek. Pop müziğin ne kadar tehlikeli bir iş kolu olduğu konusunda bir çıkarım yapmak, salt istatistiklere göre hiç de yanlış değil gibi.

Aslında vahşileşen müzik endüstrisinin bir başka yüzünü de bize gösteren bir tablo bu. Yetenekli gençleri her tür cazibe ürünüyle baştan çıkarıp onları şöhret, eğlence, zevk, madde bağımlısı çılgın ikonlara dönüştürmek hiç de zor olmuyor. Bundan sonrası kendilerini yok etmelerini beklemek üzere sabretmekten ibaret. Kendini yok etmeye koyulan sanatçılara dair ürünlerse çoğu zaman en çok satanlar arasında oluyor. Müzik endüstrisinin genç insanların kendilerini yok etmelerine engel olmak için pek hevesli olmaması da bu şekilde açıklanıyor.

Profesör Kenny’nin araştırması hakkında yazdığı makalenin İngilizcesine buradan ulaşabilirsiniz.

Website | + posts

Bir Cevap Yazın