Cemal Kafadar: Nedir bu dünyanın hali?

Toplumsal Tarih dergisi, son sayısında Cemal Kafadar’la güzel bir söyleşiye yer vermiş. Biz de bu vesileyle son yılların en öne çıkan Osmanlı tarihçilerinden biri olan Kafadar’a yer vermek istedik.

Cemal Kafadar’ın Türkçede son olarak Kim Var imiş Biz Burada Yoğ iken adlı kitabı yayımlanmıştı. Dört Osmanlıyı; bir Yeniçeri, bir tüccar, bir derviş ve bir hatunu anlatan kitap Karacaoğlan’la başlıyor:

Karac’oğlan der ki bakın olana
Ömrümün yarısı gitti talana
Sual eylen bizden evvel gelene
Kim var imiş biz burada yoğ iken

Bizce bu kitabın giriş bölümü tarih derslerine giriş mahiyetinde okutulmalı liselerde, üniversitelerde. Bir tarihçinin dertleri ne olabilir sorusuna hem geniş hem detaylı hem de “buralı” cevaplar veriyor Kafadar. Kendisini gittikçe çeşitlenen ve renklenen Osmanlı çalışmaları alanında diğerlerinden iyice ayıran özellik bu kitabın girişinde de, Toplumsal Tarih‘teki söyleşide de iyice ortaya çıkıyor. Kafadar’ın edebiyatla, Karacaoğlan’la, Oğuz Atay’la, Yunus Emre ve Ahmet Hamdi Tanpınar’la kurduğu özel ilişki tarihçiliğine hem üslup hem içerik olarak yansıyor. Üstelik söyleşiden bir alıntıyla anlaşılacağı gibi bunu sadece kendi kurduğu özgün bir ilişki olarak değil tarih üzerine düşünme biçimlerinden biri, bir akademik tavır olarak da öne sürüyor:

Giderek edebiyatla edebiyat olmayan arasındaki ayrımı reddetmeye başladım. İnsan ve toplum bilimlerindeki herkes ediptir ya da olmalıdır, olmaya özenmelidir demeye başladım. Hem yazar olarak hem okur olarak. (…) [Belgeler] Herşeyden önce bir metin olarak düşünülmeli, okunmalı, “inşa” (Osmanlıların metinler için kullandığı bir kelimedir malum] edildiğinin farkında olunmalı, tahlil edilmeli diyerekten tarihi metinlerle hem mesleki disipliner akademik çalışmalarımı sürdürecek şekilde hem de onlarla edebiyat metinleriymiş gibi hasbihal ederek devam ettim.

Meraklısına, Kafadar’ın bir çok aya yayılmış bir biçimde çok uzun söyleşilerinin Bir+Bir dergisinde de ilk sayıdan itibaren yayımlandığını ekleyelim. Müzikten şiire, tarihten siyasete her konuda konuşmuş ve bütünlüklü bir dünya algısının edebiyatla ne kadar iç içe olduğunu orada da vurgulamıştı. Ayrıca Osmanlının kuruluşuna dair yazdığı  Between Two Worlds: The Construction of the Ottoman State adlı kitabını Osmanlı kuruluş mitleriyle, düşleriyle ve teorileriyle, dönemin coğrafyasıyla, mezhepleriyle ve siyasetiyle ilgilenen herkese tavsiye ediyoruz. Kitap hakkında daha uzun okuyayım diyenlere de Kerem Ünüvar’ın kitap incelemesini öneriyoruz.

Gene Kafadar’dan, son kitabının girişinden bir alıntıyla bitirelim:

“Acılardan, duygulardan bahsettin durdun; tarih mevzuunu aşkla karıştırmış olmayasın,” diye soran okurlar olabilir. Fransız devrimi üzerine bunca büyük tarihçi yazmışken, kendi kitabının nasıl olup da diğerleri arasında sivrildiği sorulduğunda, Michelet açık konuşmuştur: “Ben daha çok sevdim / J’amais davantage.”

Website | + posts

Bir Cevap Yazın