“Streaming” hizmetleriyle sunulan müzik seçkilerinin genişliği artık herkesin müzik dinleme alışkanlıklarını değiştirdi. Bu hizmete elinizdeki telefon kılığındaki el bilgisayarlarıyla erişmenin kolaylığı da cabası. Hiç para ödemeden aldığınız hizmet bile gayet tatmin ediciyken, pek de büyük sayılmayacak bir ücret ödeyerek, neredeyse hayallerin ötesinde bir müzik arşivine gönlünüzce erişim elde ediyorsunuz.
Peki müzisyenlerin bu işten kazancı nedir diye soracak olursanız, işte o kısım biraz ilginç. Örneğin Spotify’a göz atacak olursak, ücretli hizmeti üzerinden çalınan bir şarkının hak sahiplerine ödediği ücret 0,68 sent, yani bugünkü kurdan düşünecek olursak, aşağı yukarı 2 kuruş. Ücretsiz hizmeti üzerinden ödenen ücret ise çok daha az, 0,14 sent, yani 0,40 kuruş. Ücretli kullanıcılar, toplam kullanıcıların %20’sini oluşturuyor. Ortalama ödenen parça başı ücret 0,275 sent. Bu da kabaca 0,60 kuruş yapmakta.
Spotify’ın rakiplerinden Tidal ise parça başına 1,2 sent ödemekte. Yani Spotify’ın nerdeyse 4 katı. Ama kullanıcı sayısı oldukça düşük.
Bu parayı cebine atanın müzisyenler olduğunu düşünüyorsanız, işte orda yanılıyorsunuz. Her müzisyenin bağlı olduğu plak şirketiyle anlaşması farklı. Ama genel olarak müziği üreten müzisyenlere kalan para %15 civarında. Bu oran, parçayı tamamen kendileri yazıp düzenledilerse %23’e kadar çıkabiliyor.
Yani Spotify üzerinden her “Like a Virgin”, Madonna’ya yaklaşık 0,10 kuruş kazandırmakta. Esnaf lokantasında 15 TL’ye bir bir öğlen yemeği yemek için gerekli olan dinleyici sayısı 15.000 diye düşünebiliriz.
2015 yılında İngiltere listelerinde en büyük başarıyı yakalamış 8 parçayı göz önüne alarak bunların Spotify dinlemelerine dair sayılara bakıldığında ortaya çıkan ödemeler ilginç:
10 Kasım 2014’te yayınlanan Mark Ronson’ın “Uptown Funk” parçası 337.496.543 kez dinlenmiş ve 928.115 dolar şirkete, 139.217 dolar ise sanatçıya bırakmış.
Listenin geri kalanı şöyle:
Sanatçı | Parça | Yayın tarihi | Dinleme adedi | Şirkete ödenen | Müzisyene ödenen |
Ellie Goulding | Love Me Like You Do | 7 Ocak 2015 | 268.469.720 | 738.291 USD | 110.744 USD |
Hozier | Take Me To Church | 13 Eylül 2013 | 357.553.156 | 983.271 USD | 147.491 USD |
Philip George | Wish You Were Mine | 26 Aralık 2015 | 35.838.022 | 98.554 USD | 14.783 USD |
Rihanna | FourFiveSeconds | 24 Ocak 2015 | 162.039.219 | 445.607 USD | 66.842 USD |
Ed Sheeran | Thinking Out Loud | 24 Eylül 2014 | 376.969.670 | 1.036.667 USD | 155.500 USD |
Weeknd | Earned It | 23 Aralık 2014 | 196.977.843 | 541.689 USD | 81.253 USD |
James Bay | Hold Back The River | 17 Kasım 2014 | 109.341.439 | 300.689 USD | 45.104 USD |
Jason Derulo | Want To Want Me | 9 Mart 2015 | 101.050.288 | 277.888 USD | 41.684 USD |
Omi | Cheerleader | Nisan 2015 | 10.585.798 | 29.111 USD | 4.367 USD |
Major Lazer | Lean On | 2 Mart 2015 | 180.256.834 | 495.706 USD | 74.356 USD |
Jess Glynne | Hold My Hand | 22 Mart 2015 | 51.237.184 | 140.902 USD | 21.135 USD |
Bunların dünya çapında çok dinlenen parçalar olduğunu düşünecek olursanız, genel olarak müzisyenlerin bu işten, şirketlere göre çok da büyük kazançlar elde etmediği ortaya çıkıyor. Yine de onlar için çok üzülmeye gerek yok. Bu paralar sadece Spotify’dan gelen paralar, üstelik tek bir parça için. Asıl kazancı elde eden müzik şirketleri ise yine işin kaymağını yemekteler.