Kitaptan artırmak

Bu ülkede kitap fiyatları insanı üzebilir bir yelpazede geziniyor. Bu yüzden Şilili okurların ne yapsak tartışmaları ilgimizi çekti. “Kitap fiyatları kitap okumakla aramıza girmeli girmemeli mi?” gibi bir soru çirkin bir soru olurdu ve güzel cevaplar ancak güzel sorulara geliyor. Bu yüzden şöyle demeyi yeğliyoruz: “Kitap fiyatlarına nasıl müdahale edilebilir ve kitap okumanın daha ucuz yolları nelerdir?” Bunlar kısa vadede idare eder sorular. Şililer bu soruyu sormuş ve cevaplamışlar. Vergiler azalsa, hatta olmasa, kitap fiyatları ucuzlasa, diye hayal etmişler, bir kampanyaya girişmişler. Global Voices sağ olsun hem haberi vermiş hem de tartışmaları özetlemiş.

Kitapların daha ucuz olması gerektiği konusunda okur tarafında bir tartışma yok ama nasıl olacak? Bazıları bu vergi meselesinin peşine koşsalar da, diğerleri bu verginin ortalama 30 ila 60 dolar arasında değişen kitap fiyatları içinde devede kulak kalacağını düşünüyor. Bu fiyatlar memleketimizin tıpkısı olmasa da andırmıyor da değil açıkçası. Kütüphanelere yoğunlaşılması ve kütüphanelerin desteklenmesini gündeme getirenler de var Şili’de. Yine Global Voices’ın özetinden, bazılarının da e-kitapları desteklemek gerektiğini savunduğunu anlıyoruz.

Şili’deki tartışmalardan aklımızda kalanlar, vergilerin kaldırılması, kütüphanelerin yaygınlaştırılıp başarıyla idare edilmesi ve son olarak daha ucuz e-kitap formatının desteklenmesi. Yine Şili’nin açtığı tartışma üzerinden öğrendiğimize göre İrlanda, Avustralya, Birleşik Krallık, Meksika ve daha birçok ülkede vergi yokmuş, çoğu Avrupa ülkesinde ise indirimli vergi oranları söz konusuymuş. Türkiye’de ise vergi, kitaplarda %8, e-kitaplarda %18. Bu durumda vergi meselesini öncelikle e-kitap üzerinden konuşmak mümkün olabilir.
Vergi de, devlet kütüphaneleri de en nihayetinde devlet ile yayıncılık ve okur arasındaki ilişkilerin düzenlemesine gönderme yapıyorlar. Devletin bir okuma politikası olmalı mı? Devlet okuyucunun ucuz ve kolay bir biçimde istediği kitaba, hatta belki istediğini henüz bilmediği farklı, çeşitli bir kitap koleksiyonuna ulaşmasını sağlamakla sorumlu mu? Şili’deki tartışma bu meseleye ait bir tartışma. Aydınlanmacı, eğitmen devletin böyle bir misyonu vardı, özellikle de B. Anderson‘dan hatırlarsak, bir ülkenin bir milli birlik olarak yeniden doğuşunun arkasında kapitalizmin, özellikle de yayıncılığın gelişimi de vardır.
Kitap okumanın yolunun çoğunlukla kitap satın almaktan geçtiği bir gerçek. Elbette bu durumda daha ucuz bir alışveriş için başvurulabilecek birçok güzel sahaf mevcut, ama sahaflara daha ziyade baskısı tükenmiş, nadide eserler için gidildiği ve genel okuma alışkanlığının ikinci el kitap üzerinden olmadığı da açık. Dolayısıyla daha ziyade birinci el bir okuyuculuk bahsettiğimiz.
Belki de tam bu yüzden kütüphaneleri tercih edenler (hatta varlıklarının farkında olanlar) yalnızca küçük bir kitle — ve başlarını öğrenciler çekiyor. Pek güzel üniversite kütüphanelerimiz ve bunları kullanan üniversiteyle ilişkili öğrenciler, araştırma görevlileri, öğretim elemanları, elbette bu noktada kitap açısından ayrıcalıklılar. Cumhuriyetin tüm Mehter adımlarına rağmen, bizim de –hâlâ– bir Milli Kütüphane‘miz var ve özellikle yakın Türkiye tarihi çalışan pek çok araştırmacının ziyaret ettiği bir kurum. Ayrıca kantin kuyruklarındaki sohbetlerden anlaşıldığı kadarıyla öğrencilerin sınavlara hazırlandıkları bir mekân. Bunun dışında daha önce restorasyon çalışmalarının uzamasıyla haber ettiğimiz Beyazıt Kütüphanesi ve Atatürk Kitaplığı da hem araştırmacılar ile öğrencilerin hem de kitapları para vermeden okumak isteyen herkesin uğrak noktaları. Yine de kütüphaneler genel olarak halkın ortak okuma duygusuna ne kadar hitap ediyor, bilemiyoruz.

Bir yandan da “Okuyorsun, ucuza okuyorsun ne oluyor, hatta yazıyorsun ne oluyor?” gibi soruları sormaksızın bu tartışma tamamlanmıyor. Sabit Fikir‘den öğreniyoruz ki Brezilya’da okuyup yazan, yeni bir kararla hapisten erken salınabiliyor. Koray Löker sağ olsun duyurdu, Sabit Fikir de haber yaptı: Almanya’da sokak kütüphaneleri ağaçlarda yeşermekte neredeyse. Biz okumak isteyene ve kitaplara neler yapıyoruz, son birkaç sene inanılmaz örneklerle dolu. Şili’den esinlenip kısa bir anlığına heyecanlanmak ruha iyi geldiyse de bu devlet ve yönetim zihniyetinden kitap okumakla ilgili herhangi bir destek beklemek –vergi indirimi ya da kütüphane–, Twitter’da neden sansür var diye şaşırmak gibi…

Başa dönmek gerekirse, çirkin bir hayatta güzel sorular sorulamıyor.

Not: Fotoğraf Meksika’da bir kütüphaneden, Bookshelfporn aracılığıyla.

Website | + posts

Bir Cevap Yazın